Vadinin dönemecinde birdenbire, beyaz tozdan unlara bulanmış değirmenci yollarının ortasında, güneşle birlikte kalkmış, sık mavi pullarla örtülü damlarıyla sabah sisinin içinden bir lüfer sürüsünü aratmayacak sedef parıltılarıyla çıkan, dua kitabındaki minyatürleri andıran tertemiz şirin bir kasaba, küçük köprüsünün ucunda mütevazi tepeciğine yaslanmış duruyor; evlerinin üzerinde, çok yukarılarda, şatonun geniş ve yüksek duvarı iki elle tutulup boylu boyunca açılmış bir kırallık baş bağı gibi yayılıyordu.