Gönderi

320 syf.
4/10 puan verdi
Yolculuk hikayesi olduğu için hevesle başlamıştım. Yaz ayları geldiği için daha şen şakrak, aşk temalı kitaplar okumayı seviyorum. Fakat beklediğimi bulamadım. Abby Mae, kalp nakli olmuş genç bir kız. Bir cenaze evine girip kül kabı almasıyla başlıyor hikaye. Bu sırada Beckham ile karşılaşıyor. Abby'nin araba yolculuğuna çıkacağını öğrenen Beck bir şekilde bu yolculuğa dahil oluyor. Abby'i kitap boyu anlamaya çalıştım. Görmezden gelmek, haklı görmek için elimden geleni yaptım. Ama dayanamadım, olmadı, tolere edemedim. Daha doğrusu bir tolere ettim iki tolere ettim ama artık beşincide yıldım. Abby daha doğru düzgün tanımadığını halde sürekli Beck'in yakışıklılığından bahsediyor, sürekli onu kıskanıyor ve gidiyor saçma sapan hareketler yapıyor. Ayrıca sürekli öpüşme ve cinsellik düşünüyor. Hayatının hastanede geçtiğini, gençliğini yaşayamadığını düşünerek elimden gelen anlayışı gösterdim ama bu kadar da cinselliğe düşkün, bulduğu ilk yakışıklı erkeğin üzerine atlayacak durumda da olmazsın ya. Kitabın ilk yarısı güzeldi. Zaten puanı da oradan verdim. Eğlenceli ve güzel başladı ve biraz da öyle devam etmişti. Sonra işler olmayacak bir hal aldı. Sayfa çeviresim gelmedi, diyaloglar sürekli tekrar etmeye başladı, Abby'nin düşünceleri aynı devam ediyordu. Beck ve Abby'nin ilişkisine alışamadım, ısınamadım, karakterleri bana dokunmadı. Öpüştüler, birlikte oldular, Beck gayet Abby'i sevdiğini belli etti ama Abby kalktı Beck başka kadınlarla takılıyormuş gibi triplere girdi başka erkeklerle takıldı. Kitap boyu böyle davrandı. Hayır hem yakışıklı, mükemmel bir erkek diyorsun hem de yanına gelen kadınları sanki kendisi çağırmış gibi kıskançlık krizlerine giriyorsun. Kendisi diyor "her kadını etkileyebilir" diye ama kalkıp ona "yanındaki kadın kim?" diye sormayı ergenlik sanıyor. Bu ergen kıskançlığı değil. Aksine sormak ve onların sohbetine dahil olmak senin olgunluğunu gösterir. Kalkıp hiçbir şey demeden başka erkeklerle kırıştırman ergenlik asıl. Klişeye çok kaçtı. Normalde severim klişeleri ama bu sefer o kadar fazlaydı ki tahammül edemedim. Yolculuk teması da güzel işlenmemişti o da canımı çok sıktı. Ne işlendi diye düşünüyorum ama elle tutulur hiçbir şey yok. Yazar konuyu belirlemiş ama işleyememiş. Alınması gereken mesajları kurgunun içine yediremeyince direkt yazmaya çalışmış ama o da olmamış. Abby'nin hastanedeki kanser hastası arkadaşını, aralarındaki diyalogları beğendim. Abby ve Beck'in ayrılma sahnesinden nefret ettim çünkü Abby'nin Beck adına karar verme yetkisi yok. Sanki Beck kendisi düşünemiyormuş gibi Abby onun adına karar veriyor ve uyguluyor. Karakterleri tanıma fırsatımız olmadı. Gerçekten koskoca kitapta nasıl karakterleri doğru düzgün tanıyamadık bilmiyorum ama olmadı. Neyse ki Abby'nin sondaki en klişe özür şeklini beğendim. Beck'in yaptığını daha çok beğendim. Son olarak, kitabın dili çok basit, günlük bir anlatımı vardı. Akıcıydı ama altını çizmek istediğim neredeyse hiçbir cümle yoktu. Okumasam da olurmuş ama işte elimin altında olunca okudum. Para vermenize, zaman ayırmanıza değecek bir roman değil.
Ritmi Aksak Kalbim
Ritmi Aksak KalbimR. S. Grey · Novella Yayınları · 201761 okunma
·
379 görüntüleme
Deniz okurunun profil resmi
@illgiveyouthesun her yerde Clove görüyorum sanırım Abby ondan da betermiş
Deniz okurunun profil resmi
Yazdığınız kötü yorumları okumak çok hoşuma gidiyor benim
Esin Elif okurunun profil resmi
Ben de "herkesi boğuyorum kötü yorumlarla" diye endişe ediyordum. şu sıra şansıma hep böyle kitaplara denk geldim 🤦🏻‍♀️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.