Gönderi

168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
90'lı yılların sonunda Kuzey Fransa'da küçük bir kasabaya götürüyor kitap bizi,yoksulluk dizboyu.Yaşam tarzı ve düşünce yapısı olarak ilkel bir toplum kasaba halkı.Erkek olma algıları, kadına uyguladıkları ve doğal karşılanan şiddet oldukça düşündürücü.Ayrıca ırkçı(zenci ve Arapları sevmiyorlar),homofobik bir zihniyetleri var,tek eğlenceleri ucuz içki içmek olduğu için alkolizm doruk noktada kasabada.İşsizlik çok yaygın. Tüm bu ataerkilliğin, sertliğin,çürümenin içinde farklı bir çocuğun kendini tanıma, ergenliğe girme ve kendini topluma kabul ettirme mücadelesini çok yalın ve çarpıcı bir dille okuyoruz.Eddy kendini onlar gibi hissetmese de kasabanın baskın ve şiddet dolu erkeklik anlayışına uymaya çalışıyor, çalıştıkça kendiyle çelişiyor ,çeliştikçe de adeta boğulmamak icin çırpınıyor.Kitapta aklıma kazınacak şekilde verilmiş olan bir diğer konu da akran zorbalığı idi.Çocuklarla çalıştığım için masumiyetleri kadar ne denli acımasız olabileceklerini de biliyorum ama Eddy'nin yaşadıkları yenilir yutulur ,kabul edilir şeyler değildi.Beni en çok üzen bu satırlar oldu.Daha da kötüsü bu kitabın otobiyografik yönleri çok ağır basan,gercek bir hayattan alınmış bir öykü olması.Yazar kendi yaşadığı dışlanmayı, homofobiyi,çektiği eziyetleri Eddy aracılığıyla duyurmuş bize.Kitapta kullanılan eril dil de araerkil zihniyeti vurgularcasına sertti.Yazarı çok cesur ve güçlü buldum.Kitap cok evrenseldi bence çünkü Eddy'nin Fransa'da yaşadıklarını Türkiye'de ya da Mozambik'te yaşayan milyonlar var.Farklılıkları hoş gören, homofobiden,ayrımcılıktan, cinsiyetçilikten,şiddetten kurtulmuş bir dünyada yaşama hayali ile...
Eddy’nin Sonu
Eddy’nin SonuÉdouard Louis · Can Yayınları · 2021407 okunma
·
581 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.