Gönderi

142 syf.
8/10 puan verdi
2.Dünya savaşı dönemi Nazi işgali altındaki Yugoslavya’da geçen Nazilere karşı savaşan direnişçilerin cephe gerisinde yaşananlara ve yaşayanlara dair geçen bir öykü. 2.Dünya Savaş dönemlerini anlatan romanlar genelde, savaşan taraflar içinde birebir aktif olarak bulunanları, cephede yaşananları ya da savaşan tarafların istihbarat /karşı istihbarat mücadelelerini, soykırım bağlantılı olayları odağına alıp kahramanlarını buralardan seçer ama Selimoviç değişik bir şey yaparak Savaşın gerisinde savaşan taraflarla ilgisi dolaylı olan lakin yine de savaşın etkilediği insanları ve onların yaşadığı bir öyküyü yazmayı seçmiş. Patlayan silahların,bombaların ve ölümlerin, birebir korkunçluğunu çok fazla öne çıkarmasa da savaşın doğurduğu kasveti ve belirsizliği romanda çok yakından hissediyoruz. Yazar romanın geçtiği mekanı yaratırken ıssız bir ortamı, geceler boyu insanların sürekli çeşitli faaliyetlerde bulunmasından kaynaklı ortamın karanlığını ,nehrin ve çevresindeki bataklık arazinin neden olduğu sisli zamanları , uzun süre yağan yağmurları o kadar güzel işliyor ve romanın içine katıyor ki bu mekansal etkilerle kendinizi karamsar bir atmosferde buluyorsunuz. Meşa Selimoviç savaşın kasvetini sadece mekansal olarak hissettirmekle kalmıyor. Yarattığı kahramanlar, geleceğe dair umutları ve beklentileri belirsiz, yarım kalan hayatları ve yarım kalan hayalleri olan, huzursuz, mutsuz, kararsız ve içten içe öfke biriktirmiş kişiler. Savaşın kötülüğünü,karanlığını ve belirsizliğini bu öğeler sayesinde canlı bir şekilde hissediyoruz. Hayatta en değerli olanın yaşam olduğunu, hırsların,hayallerin, arzuların hatta ideallerin yani geri kalan her şeyin ‘can’dan sonra geldiğini yazar anlatmayı başarıyor. Romanda önce çıkan üç karakter var. Yovan adında on hektar toprağı olan, çiftçiliği ve hayvancılığı hayattaki tüm ideallerinin merkezi yapmış, bir çiftçi, Yovan’dan daha genç ve savaş öncesinde yaşadığı bir aşkın yaralarını henüz tam saramamış, bunun üstesinden geldiğini sandığı halde aslında gelememiş ve bir şekilde Yovan’la yolu kesişip, gönülsüz de olsa Yovan’la evlenmiş bir kadın ve direnişçiler safında çarpışırken yaralanmış ve Yovan’ın evinde, Yovan’ın karısı tarafından tedavisi yapılan bir delikanlı. Roman bu üç kahramanın birbirleriyle olan ilişkilere ve bu ilişkilerin doğal dinamiklerine dayanıyor. Yaralı delikanlının sesi,konuşması,hali tavrı , kadına artık bitirdiğini, çoktan gömdüğünü sandığı eski aşkını hatırlıyor ve ona dair anılarını ve duygularını canlandırıyor. Delikanlı henüz yirmi yaşına yeni girecek derecede genç ve toy, üstelik on yedisinde savaşa katılmış biri ve kadının tedavi amaçlı yakın tavrından ve ilgisinden zamanla kadına karşı bir tutku geliştiriyor. Yovan ise tabi, bu durumdan rahatsız ve karısını kıskanıyor. Aslında göründüğü gibi basit bir aşk üçgeni söz konusu değil. Üç kahraman da nevi şahsına münhasır bazı özelliklere sahip tipler ve bu durum olayları daha ilginç kılıyor. Ay Işığı ve siz romanı olay örgüsü çok olmayan, diyalogları az 140 küsur sayfalık bir kitap. Diyaloglar az ama Kahramanların içsel konuşmaları ,gözlemleri ve kendi içlerine dönük düşünme ve sorgulama süreçleri oldukça derinlikli ve hacimli. Kahramanların psikolojisine, hayata bakışlarına çok yaklaşabiliyoruz. Karakterleri daha ete kemiğe bürünmüş olarak hissedebiliyoruz. Bu yüzden romanda tek bir anlatıcı yok öne çıkan kahramanların hepsi zaman zaman anlatıcı konumuna geçiyor. Bu bakımdan William Faulkner’in anlatım tekniğini andıran bir roman. Meşa Selimoviç’i ilk defa okudum ve kendi skalamda başarılı yazarlar arasına koydum. Linki tıklar. Videomu beğenir. Kanalıma abone olursanız müteşekkir kalırım. :youtu.be/2bFouuewC2Y
Sis ve Ay Işığı
Sis ve Ay IşığıMeşa Selimoviç · Saltokur Yayınları · 202092 okunma
·
115 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.