Böylesi tarihi gerçek bilgiler içeren ve bu bilgileri mantıklı bir kurgu içine yediren kitapları hep sevmişimdir. Bu kitaptaki tarihi gerçekler de İncil ve Hıristiyanlık dini üzerine odaklanıyor. Bu kitabı sadece Hıristiyanlık olarak değil de tüm dinler açısından ele aldığımızda aslında çok yumuşak zeminleri olduğunu görebiliriz. Ama özellikle bu kitapta bahsedilen İncil olduğu için ne kadar zayıf ve şüpheli bir zemini olduğunu bu denli görmek fazlasıyla şaşırtıcı. Ki aslında böyle bir şeyi yapmak pek kolay değil, inançlı birçok insanı fazlasıyla rahatsız edebilecek gerçek bilgiler bunlar. Hatta incelemeler ışığında romanda açıkça İncil’in sahte olduğunu söylemeye bile varıyor yazar ve okuyunca görüyorsunuz ki gerçekten sahte veya çarpıtılmış çok yer var, üstelik bu gizli değil apaçık bilinen bir şey. İsa’nın hayatı, ölümü ve dini kişiliği de bir tarihçi yaklaşımıyla çok açık bir şekilde anlatılıyor kitapta. Ve açık söylemeliyim kitaptakilerin gerçekliği fazlasıyla mümkün olsa da teolojik açıdan gerçekten çok rahatsız edici ve sert cümleler var diyebilirim. İnançları temelden sarsabilir bu kitap. Kitabın bana göre tek eksi yönüyse; bazı noktalar kendini çok tekrar ettirdi, ben bu sayfayı zaten daha önce okumadım mı diye düşündürdü. Sonlara doğru ise biyolojik olarak farklı bir yapıya girdi kitap ve bu nokta kitabın gerçekliğin dışına çıktığı, kurgunun başladığı alandı. En azından sadece ufak bir noktada. Ki aslında neyin gerçek ya da iddialara göre gerçek, neyin kurgu olduğunu yazar kitabın sonundaki dipnot bölümünde açıklamış. Santos bu kitabında benim okumayı çok sevdiğim Dan Brown'ın Robert Langdon romanlarına fazlasıyla benzer ve belki de daha bile iyi bir iş çıkarmış diyebilirim. Kitabı okurken zaman zaman Tomás Noronha’yı değil de Robert Langdon'ı görür gibi oldum, olaylar tam onun yaşayacağı türdendi. Santos'un önceki kitapları bundan biraz daha farklıydı ve o havayı yakalayamamıştım onlarda. Bu kitapta ise gerçekten o his bana ulaştı ve işin teolojik kısmının yanı sıra bu durum da beni memnun etti. Yani dini ve bilimsel verileri bir kenara bırakıp polisiye kısmına odaklanırsanız inanın bana o kısmı tahmin edilebilir olsa da çok başarılı. Benim şöyle nacizane bir tavsiyem olacak, standart bir roman okur gibi hızlı hızlı değil de biraz daha tarihi ve bilimsel bir kitap okur gibi sindire sindire ve anlaya anlaya okursanız daha faydalı ve verimli bir okuma yapmış olacaksınızdır. Tabii bunu söylüyorum ama olayların hızına kendinizi kaptırıp bir an önce bitirme isteği de duyabilirsiniz, bunu da söylemiş olayım. Ben ikisinin ortasında bir nokta buldum kendimce ve günde 100 sayfa limiti koyarak okuyup 5 günde bitirdim.

İsa'nın Son SırrıJose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 2017547 okunma

·

426 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alper Yazır