Allan'nın 1905 yılından 2005 yılına kadar olan hayatını okuduğumuz bu kitapta bolca komedi, siyasi göndermeler ve daha önce belki de hiç duymadığımız siyasi liderlerin hayatlarını okuyoruz. Arka kapağını okuduysanız -kitabın adından da anlaşıldığı üzere- Allan, 100 yaşına basacağı gün huzurevinde ki penceresinden atlayıp kayıplara karışıyor. Sadece öyle rastgele çıktığı yolda değişik insanlarla karşılaşıyor ve kendisi daha ne olduğunu anlamadan bir maceraya adım atıyor. Yaşadıklarını okurken "bu adam 100 yaşında bu enerjiyi nereden buluyor?" diye düşünmeden edemiyorsunuz ama belki de kitabı absürt komedi yapan en büyük etkende buydu. Allan'nın Strangnas'a doğru yola çıkan bir otobüste, hiç bilmediği tanımadığı bir adamın çantasını almış bir şekilde ortadan kayboluyor. Ve olaylar sırasıyla gerçekleşiyor. Önce çantanın sahibi, daha sonra polis teşkilatı Allan'nın peşine düşüyor ama onu yakalayamıyorlar. Herkes 100 yaşında bu adamın ne kadar zeki olduğunu düşünüyor ama oysa Allan'nın tek yaptığı şey; aklına eseni yapmak.