Okurken kendimi bir filmin içimdeymiş gibi hissettiren bir kitaptı Salon Köşelerinde. Gerçekten de yazarın kuvvetli tasvirleri ve akıcı anlatımı sayesinde bir an olsun sıkılmadım. Kitabın önceki yorumlarında kimilerinin yarım bıraktığını, kimilerinin ise kurguyu basit bulduğunu okumuştum. Açıkçası buna şaşırmamak elde değil. Her kitap yazıldığı döneme göre değerlendirmeli muhakkak. Salon Köşelerinde de yazıldığı dönem açısından bakıldığında Batı kültürünün Türk gençleri üzerindeki etkilerini gözler önüne seren çok değerli bir eser. Ancak şüphesiz ki işlenen konu günümüzde dahi farklı yönlerden de olsa gençlerimizi etkilemesi sebebiyle eserin güncelliğini korumasını sağlıyor. Salon Köşelerinde, Batı kültürü ile milli kültürün kıyası ve özümsenmesine dair muhakemenin bireyselleştirilmesinin güzel bir örneği. Kitapta dikkatimi çeken cümleler şu şekildeydi: “Neden bir Avrupalı için tabii olan bir şey bir Türk için harikulade olsun?” “İnsanı aşk kadar tedbirli, ağzı sıkı, başkalarına karşı müsamahakar eden bir şey yoktur.” “İnsanlar için hayatın tabii akışına, kaderin çizdiği yola kendilerini terk etmekten başka çare kalmadığına bütün Doğulular gibi ben de emin bulunuyordum.” “İnsan hiç gelecekten, yarından emin olabilir mi?” Belirttiğim okurken kendimi gibi bir filmin içinde gibi hissettim. Bir yandan da neden bilmiyorum ancak Jane Austen anlatımı aklıma geldi, balo kültürünün etkisi belki de. Özetle, keyifli anlatımı ve konusu sayesinde akılda kalıcı ve kısa sürede okunabilecek bir eserdi Salon Köşelerinde. Okumadan evvel ben dahil çoğu kişinin bilmediğini düşünerek, böylesine değerli bir eseri önermeyi ve paylaşmayı kendime bir nevi görev addediyorum. Keyifli okumalar dilerim.

Salon KöşelerindeSafveti Ziya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,173 okunma

·

254 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Itsmorethanbooks