Türkiye'de insanların kişiliklerine yönelik saldırılar birçok alana yayılmış durumda: Kültür, din, otoriter aile yapıları, cinsel baskılar, ezberci eğitim sistemi birçok çocuğu psikolojik olarak sakatlayarak büyütüyor.
Sayfa 24 - Kronik KitapKitabı okudu
··
1.641 görüntüleme
Türkiye'de hakim sınıf nedir diye sorsanız tufeyli sınıfı derim. Dinler,diller,ideolojiler ötesi bir kavramdır bu. Dışarıda yaşayan bir Türk olarak ; çocukluğu, gençliği daha çok Türkiye'de geçmiş , daha sonraları Amerika'da kalmış biri olarak ülkeye baktığım zaman kendisi hiçbir şey yaratmadan , gerçekten kazanan sınıfın ya da genelde başkasının yarattığı değere el koymaya çalışan ,asalak bir şekilde yaşayan,öyle ya da böyle işini bilen ,kafası tamamen buna işleyen , devamlı rant peşinde koşan bir anlayışın ülkeye hakim olduğunu ve bunun en tepeden en dibe kadar her yeri istila ettiğini görüyorum. Daha da kötüsü bu bir ayıp değil de norm sayılıyor ve her alanda ortaya çıkıyor .
Gastronomi yemek yoluyla mutluluk sanatıdır.Dünyadaki en önemli iki güdünün açlık ve cinsellik olduğunu düşünüyorum.Yeme-içme ve cinsellik her zaman için haz arayışının en önemli unsurlarıdır, ayrıca insan davranışlarına şekil de verirler .
Sermayesi aklı olan sınıf , topluma değer katan ve toplumu geliştiren sınıftır.
Tıpkı nesli tükenen hayvanları özel şartlarda koruma altına almak gibi , hepimiz sayıları ve niteliği günden güne azalan gerçek ilişkilerimiz için daha çok emek vermek ve bu ilişkilerin değerini bilmek durumundayız.
Mizah Türk toplumunda zorluklara karşı bir emniyet supabı gibidir. Toplumu yönetenlerin hoşgörüsüzlüğü arttıkça dayanışmanın ve mizahın artması baskıcı toplumların özelliklerindendir. Bu yüzden kendi ülkemde yaşarken kendi kafama göre arkadaşlar bulabiliyorum. Mizahla birlikte birçok şeyi dengeleyebiliyorum.
Haklarınızı koruyacak sistemin varlığına inancınız ne kadar azalırsa o kadar güvensiz hissedersiniz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.