Gönderi
"Hatırlamak denilen, o kendini kandırmaca büyüsü sayesinde. Bunu anlamak için belki de yanan bir yüreği olması lazım insanın, kim bilir..."
O güne kadar sıradan bir hayata ve her istediğine sahip olan bir kadın, belki eşi öldükten sonra tutkunlarına gem vurmuş belki de unutmuştu. Mrs C. yaşamının ortasında olgun bir kadın, iyi bir gözlemci belki de daha fazlası, kim bilebilir?
Mrs C. o güne kadar hayatın heyecanını kaybettiğini, duyguların ne olduğunu, nasıl hissettirdiğini unutmuştu. Ta ki o akşama kadar..
Kasinoda dolaşırken insanların yüzlerini değil de hareketlerini incelerdi. O gün her zamanki gibi gene etrafı incelerken bir adamın el hareketlerinde onu çeken bir şey fark etti. Kendine engel olmaya çalıştı, bakmamak için çaba sarf etse de başaramadı. Bu eller beyaz, uzun ve inceydi. Aceleyle kartları karıştırıyor ve heyecanını gizlemeye çalışıyordu. Kaybettiği her hâlinden anlaşılıyordu. Bir süre sonra bu ellere sahip adam masadan kalktı ve dışarıya doğru yürüdü. Onunla beraber Mrs. C de kalkmış ve takibe başlamıştı. Çünkü kendine zarar vereceğini hissediyordu. Bunu engellemek istiyordu. Dışarıda yağmur başlamıştı. Adam bu sağanağın altında oturuyordu, herşeyden vazgeçmiş gibiydi. Mrs. C yanına gidip onu bir otele bıraktı. Fakat onu Mrs. C bırakamadı. Birkaç gün sonra hayatını değiştirecek bu adamla bu şekilde bir günlük süren bir masala adım attı. Masal demişti çünkü onun için o gün gerçek olamayacak kadar güzeldi. Masaldan tek farkı onlarınki mutsuz sonla bitmişti. Mrs C. hayatını kurtardığı bu adama kendini adarcasına aşık olmuş ve onun da kendisini sevdiğini sanmıştı fakat o adam kumarda olduğu kadar gerçek hayatta da iyi bir oyuncuydu...
·
61 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.