Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
7/10 puan verdi
Osman SEZGİN, Ocak, 2020, 1. Baskı, Kalem Vakfı Yayınları, Türkiye / İstanbul Kültürel Psikoloji Bağlamında Şahsiyet Bütünlüğü kitabı Osman Sezgin tarafından kaleme alınan psikoloji kategorisinde olan bilimsel dille yazılmış bir kitaptır. Kitap 136 (Yüz otuz altı) sayfadan oluşmuştur. Kitabın ilk baskısı 2020 yılının Ocak ayında Kalem Vakfı Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Kitabın içeriği 3 ana başlık (Kavram çerçevesi, Yeni bir şahsiyet tanımı denemesi ve Küreselleşmenin dayandığı temeller ve Şahsiyete Etkisi) ve bu ana başlıkların alt başlıklarından oluşmaktadır. Kitapta yararlanılan kaynaklarla verilen örnekler hem yerinde hem de sahihtir. Kitapta bazı hatalar mevcuttur. Örneğin içindekiler kısmında değinilen konu ile belirtilen sayfa sayısında tutarsızlık mevcuttur. Ayrıca birkaç tane kelime yazımları ile ilgili hata da tespit ettim. Sayfa 9 ve sayfa 14'te "ya da" ve "kördüğüm" kelimelerinde yazım yanlışı olabileceği kanısındayım. Osman Sezgin Marmara üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik anabilim dalında doktor öğretim üyesi olarak görev almaktadır. Kültürel Psikoloji Bağlamında Şahsiyet Bütünlüğü kitabı haricinde 2 kitap (Üçüncü Neslin Eğitimi, Eğitim: Kavram ve Kuram) yazmış, makalesine yer verilen 1 kitaba (Türk Tarihine Liderler) katkısını sunmuştur. Bu kitapta şahsiyet kavramı birçok yönden ele alınmaya çalışılmıştır. Kitabın başından incelemeye başlayacak olursak ilk başta Batıyı taklit ele alınmıştır. Burada Global Village kavramı detaylı şekilde açıklanmıştır. Batılılaşma bireylerin bilişsel ve kültürel şahsiyetlerini etkilediği dile getirilmiştir. Bunun devamında kendi dilimize yabancılaşıp İngilizceye bağlanıldığı söylenmiştir. Bence bu kitap belirli bilgi birikimine sahip kişiler tarafından alıp okunması daha iyi olur. Ve okuyacak kişinin kelime bilgisi de olursa daha anlaşılır olacaktır. Çünkü kitabın içinde yer alan bazı kelimeler günümüzde aktif olarak sık sık kullanılmayan kelimelerdir. Bundan mütevellit kelime bilgisi olan ve bu konuyla ilgili olan kişilerin okuması daha doğrudur. Benim okuma tarzımla pek uyuşmadığı için okurken sıkıntı çektim. Bahsedilen kavramları bilmeme rağmen okumada zorlandım. Daha çok üniversite ve üzeri yaş grubu için ideal bir kitap olacağını düşünüyorum. İçinde bahsedilen kuramlarda kişilere açıklanmış fakat kuramları ana hatlarıyla bilmeyen birisi için karşılaştırma ve eleştiri yapabilmek pek mümkün olmayabilir. Global Village kavramının etkileri güzelce kaleme alınmıştır. Zemin hazırlamak için kişilik kuramları detaylıca açıklanmıştır. Bu konuda şöyle bir ekleme yapmak istiyorum. Bu kitap bir ders kitabı olabilir mi veya bir alan için uygun mu sorusuna da cevap niteliğinde olur diye düşünüyorum. Kitabın içeriğinde yer alan kişilik kuramları ana hatlarıyla özetlenmiş ve küreselleşme ile arasındaki ilişki incelenmiştir. Kitap karakter ve değer eğitimi dersi kapsamında küreselleşme ve kişilik arasında etkileşmiş açıklamak için kaynak olarak kullanılabilir. Kelimelerin etimolojik kökenleri ve dillere göre anlamları tartışılmış ve örneklerle pekiştirilmiştir. Örneğin kişilik kavramını tanıtırken kelimenin etimolojik kökenine bakmıştır. Daha sonra bizim dilimize yansımış olan şekli irdelenmiştir. Ortaya sunulan hipotez araba örneği ile açıklamıştır. Bu da kitapta olan kavramların ne denli açık şekilde bize sunulduğunu kanıtlar niteliktedir. Başka örnek verecek olursak ben kavramını açıklarken İngilizceden "I" ve "Me" kelimelerini ele alarak Ben'i açıklığa kavuşturmak istenmiştir. Örnek cümlelerle bu kelimenin mantığı kavratılmıştır. Bunun sonucunda Ben'in sosyal, psikolojik, pedagojik ve manevi yönleri de içinde bulundurduğu saptanmıştır. Kişiliğe etki eden unsurları karşılaştırma yardımıyla analiz etmiştir. Ayrıca kitabın içinde etimoloji, kavram ve kuramlar bilimsel açıdan ele alınmıştır. Davranışların geçmiş, şimdi ve gelecek üzerinde etkileri ele alınmıştır. Küreselleşme eleştirilip yeni bir şahsiyet kavramı geliştirilmeye çalışmıştır. Kitabın içinde değinilen konular örneklendirilerek daha kalıcı öğrenme sağlanmıştır. Bu kitabın iyi bir şekilde yazıldığını düşünüyorum. Kitap detaylı şekilde bilgilere sahiptir. Fakat her bilimsel kitapta olacağı gibi desteklenecek veya desteklenmeyecek tarafları mevcuttur. Desteklediğim ve gerçekten çok manidar olan bir alıntı eklemek istiyorum. “İslamiyet'ten önce Araplarda kadının bir değeri, kıymeti yoktu. Eşya gibi alınıp satılıyordu. Bir babaya doğan çocuğunun kız olduğu söylendiğinde utanılacak bir iş yapmış gibi yüzü kızarırdı. O dönemde eski Roma ve Yunan'da olduğu gibi esirler, köleler; köleler, efendiler şeklinde insanlar arasında ayrım vardı. Esirlerin, kölelerin, kadınların, kız çocuklarının hiçbir hakkı ve değeri olmadığından herhangi bir konuda söz sahibi olamazlardı (Lahbabi, 1972). İnsanlar arasında böyle ayrımlarının yapıldığı bir ortamda söz sahibi olan kimsenin de şahsiyetinden veya şahsiyet bütünlüğünden söz etmek bir hayli zor olsa gerek.” Bu alıntıdaki gibi kitabın genel kısmında yapılan eklentiler kitabın tadına tat katmıştır. Kitabın içindekiler kısmında ufak hatalar mevcuttur. Bunu kitap hakkında bilgi verirken de belirmiştim. Kitabın giriş bölümünde kuramcıların dünyada tek tip insan oluşturma gayretleri içeresinde olduğu söylenilmiştir fakat kuramların incelendiği kısımda Hümanitaristik Kuramın içinde çevresel faktörlerin ihmal edildiği yazılmıştır. Bu durumda başta açıklanan düşünceyle çelişmektedir. Bu çelişkinin kaynağı genelleme yapmaktır. Dil hakkında söylenenler acı bir gerçek gibi insanın canını sıkmaktadır. Batılılaşma ne kadar eleştirilse de şu an ki mevcut durum Batılılaşma ve beyin göçünü desteklemektedir. Kitabın içeriğinde sanki kördüğüm olan bir olayı ilmek ilmek çözüyor gibi ilerliyor. Özellikle kavramların bu kadar detaylı açıklanması ve örneklendirerek kalıcılığının artmasının sağlanması gerçekten takdir edilmesi gereken bir düşüncedir. Mesela kitapta açıklanan kavramlar etimolojik olarak da ele alınmıştır. Farklı dillerde kelimelerin anlamlarını açıklanması ve bunları kökenine vararak incelenmesi kitaptaki kullanılan kavramların açık bir şekilde açıklandığını göstermektedir. Kitapta kuramlardan bahsedildiğini söylemiştik burada güncel olaylar ele alınmış bugünün durumuna göre kitap yazılmıştır. Örneğin kitapta katıldığım bir yer vardı. İktisadi gücün insan kişiliklerini etkilediği yerdi. Belirli bir yönetim altında kişilikleri sınırlamaya gidilebiliyor. Buna yakın zamandan örnek verecek olursak pandemi döneminde sokağa çıkma kısıtlamalarından dolayı bir gezgin evde durmak zorunda kalıyor. Bu onun için kişisel alanını sınırlandırmak oluyor. Bu kurallara uyulmak zorunda yoksa para cezası yiyebilir. Burada da davranışta ve kişilikte koşullama vardır. Teknoloji ilerledikçe insanların artık belli bir yörünge üzerinde ilerlediğini görüyoruz. Burada yörüngeden kastım Global Village’dir. İnsanlar gününün belirli bir kısmını internette veya sosyal medyada geçiriyor. Sosyal medyada kendimize bir kimlik oluşturuyoruz ve zaman geçtikçe reel hayatımızda da bu kimliği benimsiyoruz. Hatta artık sosyal medya bir iş olarak karşımıza çıkıyor (Örneğin influencerlar link eklemeyi iş olarak görüyor ve takipçi kitlesi üzerinde etki sağlıyor. Bazı durumlarda krizler de yaşanıyor. Yakın zamansan örnek verecek olursak bir sosyal medya fenomenin sahanda yumurtaya “sunny side up” şeklinde ifade edişi kültürün ne kadar Batıya özenildiğini gösteriyor.) Burada küresel köy kavramının haklı olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde küreselleşmeye tepki olarak bölgeselleşme ortaya çıkmıştır. Küreselleşmeyi ortaya çıkaran kişiler bölgeselleşmenin ortaya çıktığını gördükten sonra geri yerelleşmeyi ortaya atmışlardır. Yeni bir şahsiyet tanımı denemesinde bilgi, niyet, hareket ve hürriyetin birleşimiyle şahsiyet bütünlüğü elde edilmektedir. Ayrıca bu 4 kavram sorumlulukla paralel doğrusu üzerine gitmektedir. İnsani değerlerin oluşması için hürriyet gereklidir. Şahsiyete etki edenlerden birisi de değerlerdir. Bu değerler bildiğimiz üzere iki başlık altındadır. Bir maddi değerler ikincisi de manevi değerlerdir. Maddi değerler finansal özgürlüklerimiz; manevi değerler ise gördüğümüz veya gösterdiğimiz saygı olarak örneklendirebiliriz. Bunlar neden kişiliği etkiler sorusuna gelecek olursak kişiler maddi sıkıntılardan dolayı psikolojik çöküntüler yaşayabilir. Bu çöküntüler sonucu depresif bir ruh haline girebilir. Bu doğrudan kişiliği etkiler. Manevi değerlere baktığımızda Freud'dan örnek verebiliriz. Örneğin oral dönemde çocuk anneden manevi değer görmek ister yani oral dönemin etki (Bu dönem emme gibi faaliyetlerin ağızdan haz kısmına girdiği için anne etki alanıdır.) alanı annedir. Anneden yeterli bir göremeyen çocuk uyum sorunları yaşar. Burada kişilik tiplerine bağlayabiliriz. Bu çocuk oral kişilik tipine kabul edilebilir. Bu kavramı da bu şekilde açıklamış olalım. Yeni şahsiyet tanım denemesinde ben kavramında da dediğimiz gibi sosyolojik, psikolojik, fizyolojik, pedagojik ve biyolojik etkilerini şahsiyete görürüz. Ama burada bir de irade devreye giriyor. Bireye bu etkiler empoze edilirken birey ne yapıyor? Aslında aradığımız soru da bu. Kitapta bu soru cevaplanmaya çalışılmış. Şahsiyet; küreselleşme (globalleşme), dil, ekonomi, kuramlar, teknoloji, global village gibi kavramlar üzerinde etkileri ele alınan eserde asıl vurgulanmak istenen kısım kendi kişiliğimi biraz önce saydığımız etkenler tarafından neden değişikliğe uğrattığı konusudur. Kitapta amaç bunu fark etmemizdir. Kitabın arka kapağında yer alan tanıtım yazısında amacımızı da vurguluyor. “Şahsiyet; kişinin, kalıtımsal ve kültürel açıdan sahip olduğu bütün özelliklerini, soy, sop ve milletine ait vasıflarını, yaşadığı çevrenin etkilerini ve dünü, bugünü, yarını ile ait olduğu zamanı idrak edip; bunları genişliğine ve derinliğine boyutlarda irdeleyip geleceğe taşıyabilmek için bilgiden ve doğru niyetten başlayıp gerçek hürriyete varan bir yönelimin; insani değerlerle pekiştiren, kişiyi ötekilerden ayıran ve fakat ötekileştirmeyen biyolojik, fizyolojik, sosyolojik, felsefi, pedagojik ve psikolojik bütün özelliklerin hür, dinamik ve yeknesak (homojen) bütünleşmesi/bütünleştirmesidir.” Bu tanımla kitabı karşılaştırdığımızda yazarımız Osman Sezgin’in amaçladığı şeyi başarıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Kitabın sonuç ve tartışma kısmına gelecek olursak yazan burada Batıda olan gelişmeleri hiçe saymayın aslında takdir edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kitabın girişinde bu Batılılaşmaya eleştiri yapıldığı için söylendiğini düşünüyorum. Yazarın söylediği şey ortaya çıkarılan üründe yanılma olsa bile bu ürüne harcanılan çabalarının yok sayılamayacağını söylemiştir. Osman Sezgin'e göre yapılan hataların ve yanılsamaların reddedilmesi yerine tevazu ile kabul edilmesi daha mümkündür. Ayrıca yazar bu hataların kabul edilmek yerine bilimi bir tanrı gibi görmüş ve benimsenildiği hakkında tespitte bulunmuştur. Bu yapılan kabul edilemezlik kişiliği etkilemiştir. Bunu Osman Sezgin'in şahsiyet tanım denemesinde olduğu gibi 2 parçaya ayırırsak bu konu iradeyi ilgilendiriyor. Yani bir kişi isterse bulunduğu toplumun durumu ne olursa olsun kişiliğini şekillendirmek ona aittir. Biraz kendi düşüncelerimi eklemek istiyorum. Kendi irademizle kişiliğimizi değiştirmemiz elbette ki mümkündür fakat mevcut iktisadi güç ve teknolojiyi göze alırsak bunlara ayak uydurmak zorundayız. Gerek işimizi yaparken gerekse de insanlarla ilişkilerimizde bu iki şeye muhtacız. Dünya artık bir köy gibi olsa da bu yeni nesillerde daha da yaygınlaşacaktır. Bu yaygınlaşma küreselleştirme yönünde olacağını ön görebiliyorum çünkü şu anki gençlerin durumuna baktığımızda sosyal medya artık hepimiz yönetiyor. Örneğin web 3.0 teknolojileri yaygınlaştıkça insanların birbiriyle iletişimi iyice kopuyor. Web 4.0 teknolojisi daha çok yaygınlaşacaktır. Bu da artık bir kişiliğe sahip olmayan mekanik robotların ortaya çıkışı demektir. İnsanlar tek tip gibi olacaktır. Aktif dünya yaşamımızda şu an olan teknoloji ilerlemesi iyi yönde de olsa kötü yönleri de mevcuttur. Örneğin siber zorbalık. Siber zorbalar kurbanlarına onların kişiliğine aykırı şeyler yaptırabilir. Ve gelecekte artık şu an kullanılan Türkçemizin bile bozukluğu ileride daha da yaygınlaşacaktır. Bir zamanlar kısaltmaların gençler arasında popüler olması gelecek neslin bunu daha da ilerleteceğini söyleyebiliriz. İktisadi güce değinmeden de geçmek istemiyorum. İktisadi güç mevcut durumu değiştirmezse birçok gencin kariyer hedefleri için beyin göçünü yapacağından eminim. Bu emin tavrımın nedeni genç kesimin içinde yer almam ve artık o gençlerin fikirlerini beyan etmesidir. Şu an bile birçok genç yapmam dediği işleri yapıyor. Amacımız uzmanı olduğumuz konuda mesleğinizi icra edebilmektir fakat örnek vererek gidecek olursak şu an öğretmen atanamıyor. Bu durumda yapması gereken bulduğu herhangi bir işe girmektir. Ya da teknolojiden faydalanıp online işlere başvurmak gerekiyor. Bu atamalar direkt iktisadi güce bağlanıyor. Yani kısaca söylemek gerekirse teknoloji, iktisadi güç, küreselleşme ve köyleşme (Global Village) hepsi kişiliğin üzerinde etkiye sahiptir. Bu kitabı psikoloji camiasına kazandıran Osman Sezgin hocamıza verdiği emekler için teşekkürlerimi iletiyorum.
Kültürel Psikoloji Bağlamında Şahsiyet Bütünlüğü
Kültürel Psikoloji Bağlamında Şahsiyet BütünlüğüOsman Sezgin · Kalem Vakfı Yayınları · 202011 okunma
·
466 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.