Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
436 günde okudu
Complex PTSD, İngilizce olarak dil geliştirme amacı dışında okuduğum ilk kitap. Henüz bitirdiğim bu kitap için aslında hakkıyla bir inceleme yapabileceğimi düşünmüyorum, ancak daha önce 1k üzerinde herhangi bir okunması görülmediği için bu kitabın bilinirliğini artırmak amacıyla inceleme yazmak istedim. Kitabın ana konusu, kitaba ismini veren kompleks travma sonrası stres bozukluğu hakkında farkındalık yaratmak, kişinin bugünkü hayatında yaşıyor olduğu sorunların geçmişten gelen kökenlerine ışık tutmak, psikoterapi alamayan veya psikoterapi seanslarına destek olarak kendini ve hayat anlayışını geliştirmek isteyen kişilere rehberlik etmek üzerinde yoğunlaşıyor. Kitapta özellikle üzerinde durulan çeşitli ilkeler bulunmakta. Bunlardan biri 'take it or leave it' olarak anılıyor. Bir kişiye, terapist olarak ya da yakını olarak çeşitli sorunları üzerine fikir verirken; bu fikirlerin hepsini kabul etmesi için onu zorlamamak, fikirlerimizi dinlemezse bir daha sorunlarını dinlememekle tehdit etmemek gerekiyor. Aynı şekilde kitapta geçen çeşitli değişiklik önerilerini de gerçekleştirmek için kişinin kendini zorlamaması gerekiyor. Örneğin 'self parenting' olarak bahsedilen teknik, kişinin kendine ebeveynlik etmesi, kendi arkasında durması ve kendini desteklemesi; çoğu durumda olumlu bir yaklaşımken ebeveynleri tarafından ciddi ihanete uğramış kişilerde self parenting kavramı, kendilerini ebeveynleri ile özdeşleştirme fikrine ve bu sebeple huzursuzluğa yol açabiliyor. Böyle durumlarda kişinin kendini zorlamaması, kendisine uygun bulduğu yaklaşımlardan en yüksek faydayı almaya çalışırken rahatsız olduğu yaklaşımları uygulamaması öneriliyor. Bunun bir diğer örneği de hayatın yaşanmaya değer bulunması ile ilgili bölümlerde karşımıza çıkıyor. Bir kişi için tanrı kavramı, kendini değerli hissetmesine ve bir hayat amacı bulması yardım sağlayacak bir unsurken, özellikle cezalandırıcı ve dinle ilişkikendirişmiş terbiye ile yetişen kişiler, dinsel figürleri düşünürken gerilebiliyor ve huzursuzluk yaşayabiliyor. Kitaptaki başka bir önemli bölüm, 'What if I was never hit?'. Bazen, aile içi şiddet kurbanları, sızlanmak için yeterince şiddet görmediklerini düşünebiliyor. Çevrelerinde fiziksel şiddete maruz kalan örnekler varken duygusal ve ekonomik şiddet gibi durumlar yaşayanlar, yaşadıkları sorunu küçümseme yoluna gidebiliyor. Ancak yaşanan sorun ne kadar küçümsenmek istenirse istensin, kişinin psikolojisinde yine de sorunlara yol açıyor ve kişinin bugününü etkiliyor. Bugünkü sorunların temelinin örtülmesi hem sorunların çözülmesini önlüyor hem de kişinin bu sorunlar yüzünden kendini kötü hissetmesine ve suçluluk hissine yol açıyor. Halbuki duygusal yalnızlık, bazı durumlarda özellikle çocuklar için fiziksel şiddetten daha ağır sonuçlar doğuruyor. Yazar burada kendi adına şöyle acı bir örnek veriyor: 'Annemin kapıyı kapatıp beni izole etmesi o kadar ağır gelirdi ki, kapıyı açınca bana bağırıp vuracağını bile bile kapıyı yumruklardım. Annemin duygusal yokluğu, fiziksel şiddet uygulamasından daha ağır gelirdi.' Travmaların bizim bugünümüzde yaratabildiği sorunlardan bahsederken, yaşadığımız sorunları tanımlayıp çözemezsek, zinciri kıramayabileceğimizi belirtiyor. Travma yaşayan kişilerde gelişen dört temel cevap tanımlıyor (4 f responses) fawn, freeze, fight, flight. Bu davranışların, herkesin günlük hayatında belirli bir miktar kullanılması gerekebileceğini belirtirken, travma yaşayan kişilerin bu davranış kalıplarından birine sıkıştığını, durumlara uygun tepkiler verme yetisinin sınırlandığını söylüyor. Bu durumdan kurtulmak ve gerekli olduğu durumlarda bütün davranışsal yanıtlarımıza erişebilmemiz için çeşitli çalışmalar yapmamızı öneriyor. Bu durum için 'critic shrinking' çalışmalarının yapılması gerektiğini söylüyor. Özellikle de kişinin kendine yönelik eleştirilerinin azaltılması, kişinin kendiyle barışmasını sağlıyor. Özellikle fight ve freeze davranış kalıplarında sıkışıp kalmış kişiler için dışarıya yönelik eleştirilerin de azaltılması büyük önem taşıyor ve kişinin sosyal hayatında olumlu değişikliklere yol açıyor. Yazar, terapi almak isteyen kişiler için, terapist seçimlerini daha etkin kılacak önerilerde bulunuyor. Kitabında kendi deneyimlerinden bahsettiği yerleri örnek gösteriyor ve danışanlarıyla yaptığı seanslarda da uygun durumlarda kendi hayatından örnekler verdiğini belirtiyor. Burada, psikologun karşı tarafla ilişkisinin nasıl olması gerektiğini tarif ediyor. Ana akım psikolojide psikologların, danışana müdahale etmekten korkarak onları neredeyse seansların tamamında dinlediklerini anlatıyor ve bir danışanın, seansların yaklaşık %90'ında dinlenmesinin uygun olduğunu öne sürüyor. Psikologun kendisiyle ilgili hiç bir durumdan bahsetmemesi, danışanın karşısında böyle sorunları hiç yaşamayan bir profesyonel gibi bulunması, danışanların kendilerini daha yetersiz hissetmesine sebep olur diye düşünerek, bu durumda psikoterapinin kişide olumsuz bir etkiye sebep olabileceğini söylüyor. Danışmanın sürekli profesyonelce ve ustaca hareket eder görünmesi, kişide yetersizlik ve anlaşılamama hislerine sebep olarak kişinin terapistiyle bağlanmasını engeller diyor. Terapist arayışı yapılırken dikkat edilmesi gereken çeşitli unsurlar sıralıyor ve terapi alma imkanı olmayan kişiler için çeşitli kitaplar öneriyor. Kitapta benim için çok önemli bir soruya cevap buldum. Terapi seanslarının ne zaman bitirildiğini, kişinin terapiye ihtiyacı olup olmadığının nasıl değerlendirildiğini anlamıyor ve merak ediyordum. Kitapta, yazarın çoğu danışanıyla seanslarını bitirme kriterinin 'terapi dışında sağlıklı bir yakın ilişkinin birkaç yıldır düzenli bir şekilde sürüyor olması' olduğunu gördüm. Kitabın Türkçe çevirisi var mı bilmiyorum. Benim elimdeki kitap İngilizce orijinalinin pdf formatı. Kitabın içerisinde ve kaynakça kısmında bahsedilen benzer kitapları ve yazarın diğer kitaplarını okumayı dört gözle bekliyorum.
Complex PTSD: From Surviving to Thriving
Complex PTSD: From Surviving to ThrivingPete Walker · 20184 okunma
·
291 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.