Gönderi

Dış dünya ile alakalı olguları gözlemsel ve deneysel süreçlerden hareket eden yöntemlerle keşfetmeyi hedefleyen bilimsel faaliyetin en temel ön kabullerinden biri evrenin rasyonel, anlaşılabilir bir yapıda olduğudur. Evrenin anlaşılabilir olması için insan zihni tarafından anlaşılabilecek düzenliliklere, diğer bir deyişle yasalara sahip olması gerekmektedir. Eğer evren düzensiz, kaotik bir yapıya sahip olsaydı ya da evrendeki düzen insan zihninin sınırlarını aşacak kadar karmaşık olsaydı, diğer bir deyişle temel yapı bizim anlayış kapasitemizi aşsaydı bilimsel faaliyet mümkün olmazdı. “Evrenin rasyonel, anlaşılabilir yapıya sahip olması” bilimin en temel ön kabulü olmasına karşın evrenin en derin muammalarından biridir. Bilimsel faaliyet sürecinde böylesi bir ön kabule sahip olması üzerine hiç düşünmemiş olanlar çokça olsa da birçok önemli bilim insanı bu muamma karşısındaki şaşkınlıklarını açıkça ifade etmişlerdir. Mesela ünlü fizikçi Albert Einstein evrenin anlaşılabilir olması konusunda şunları söylemiştir: “Evrenin gerçek gizemi onun anlaşılabilir olmasıdır… Onun anlaşılabilir olduğu gerçeği mucizedir.”
Sayfa 25 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
··
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.