Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu gece , bir an için, iç huzurumu buldum. Saat on iki olmadan bir türlü doyurulamayan arzulardan bıkkın, yalnız, kendi kendime söverek sokağın karşısındaki evden çıkmıştım. Ve işte, mucizevi bir ağustos gecesi vardı dışarıda. Yağmur yeni dinmişti, ılık nem ve sisten hava ağırdı. Ay, ışığa gebe dolunay halinde küçük ve sık bulutların ardından kendini tuhaf şekillerde gösteriyor, arkadan vuran ışığıyla her bir parçanın hatlarını çizer gibi, parçalarına ayrılmış resimli bir yapboz gibi havada asılırı duruyordu, En ufak bir esinti yok gibiydi ama ağaçların yaprakları kıpır kıpır hareket ediyor, üstlerinde biriken sular sokakta yürüyen insanların adım seslerine benzer bir sesle iri damlalarla kaldırma düşüyordu.Havaa küf. kurumuş yaprak ve çürümenin tuhaf kokusu vardı. Puslu bir sis bulutu ön basamakların tepesindeki iki ışığın üstünde bir hale oluşturmuş narin, ince ve kanatlı bu ihtişamla kör olmuş, serseme dönmüş, uyumuş tuhaf böcekler lambaların üzerinde kanat çırpıyordu.Şimşekler, bir parlayıp bir sönüyordu; bir sahne görevlisi ışık düğmesiyle oynuyordu sanki.Granit basamaklardaki çatlakların ta içine saklanmış iki cırcır böceği tatlı, akıldan çıkmayan titrek bir sesle şakıyordu.Ve sırf orası benim evim olduğundan,onları seviyordum.Hava, koyu kıvamlı bir pekmez gibi üzerimden akıp gidiyor; aydan ve sokak lambasından şizofrenik mavi hayaletler gibi, gülünç ve belli belirsiz tekrarlarla parçalarını ayrılıyordu. Üst katta, sıcak vücud ve diş macunu kokan aydınlık, beyaz steril,küçük banyoda, düşünmeksizin yapılan sıradan bir törenle lavabonun üzerine eğilmiş,mikropların hüküm sürdüğü bölgeleri temizliyor,parıldamaya başlayan kroma ile geri hareket ettikçe musluklara vuran,narin,göz kamaştırıcı ışığa tapınıyordum,Sıcak ve soğuk; hoş kokulu yeşil sabun kalıplarından gelen temizlik; incecik, kalemle çizilmiş gibi duran, beyaz yüzeyin üstünde kıvrılmış kıllar; sert cam kaplarındaki rengarenk reçeteli ilaçlar, nezle semptomlarına iyi gelecek ya da bir saat içinde uyumanızı sağlayabilecek şişeler... Ve sonra, aynı olası üretken havada, lavanta kokulu yatağıma gittim, seni derhal sindirmeyi bekleyen dantel perdeler ve miske benzer sıcak, kedilere özgü bir koku , her yerde bu donuk bekleyiş..Ve sen bütün bunların arasında devinim halindeki tek şeysin.Seni, Senin tarafından,senin için.Tanrım her şey bu kadar mı , bir kahkaha ve gözyaşı koridoru boyunca seksek oynayıp durmak mı ? Kendine tapma ve kendinden nefret etme ? Övünç ve tiksinti ? ...
Sayfa 19
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.