Gönderi

500 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"𝕾𝖔𝖓 𝖉𝖊𝖗𝖊𝖈𝖊 𝖞𝖆𝖗𝖌ı𝖑𝖆𝖞ı𝖈ı𝖘ı𝖓." "𝖄𝖆𝖗𝖌ı𝖑𝖆𝖗𝖉𝖆 𝖇𝖚𝖑𝖚𝖓𝖒𝖚𝖞𝖔𝖗𝖘𝖆𝖓 𝖆𝖐𝖑𝖆 𝖓𝖊 𝖌𝖊𝖗𝖊𝖐 𝖛𝖆𝖗?" "𝕻𝖊𝖐𝖎 𝖞𝖆 𝖎𝖓𝖘𝖆𝖓𝖑𝖆𝖗𝖎 𝖆𝖐𝖑ı𝖓ı𝖓 𝖆𝖈ı𝖒𝖆𝖘ı𝖟 𝖞𝖆𝖗𝖌ı𝖑𝖆𝖗ı𝖓𝖉𝖆𝖓 𝖘𝖆𝖐ı𝖓𝖒𝖆𝖞𝖆𝖈𝖆𝖐𝖘𝖆𝖓 𝖐𝖆𝖑𝖇𝖊 𝖓𝖊 𝖌𝖊𝖗𝖊𝖐 𝖛𝖆𝖗?" "Cam Şato"... Sarah J. Maas... Şu ana kadar okuduğum onlarca seri ve yüzden fazla fantastik, bilim kurgu, distopya türü genç-yetişkin kitabı oldu. Oysa sadece iki tanesi beni oldukça derinden etkiledi. Onlara karşı hissettiklerim sadece sevgi değil. Bunlardan biri "Açlık Oyunları". Yeri bende çok ayrı çünkü bu tarzlarla beni tanıştıran kendisi ama daha fazla uzatmayacağım, bir diğeri de malumunuz "Cam Şato" serisi. Sanırım bir iki yıl önce doğru zamanda başladığım ve büyük bir hevesle okuduğum seri kendileri. Son kitabını ise okuyalı çok olmadı ve "Kül Krallığı"nı okumak içimde yine bir şeyleri kıpraştırınca dayanamadım yeniden başladım seriye ve incelememi de tazelemek istedim. Öncelikle spoilersız ve spoilerlı kısımlar yazacağımı söylemek isterim. Bunları belirteceğim için endişelenmeyin. "Cam Şato" serisi 7 ana kitap ve bir yan kitaptan oluşuyor. Yan kitap da Dex'in müjdelediği kadarıyla birkaç aya çıkıyor. Onun dışında tüm kitapları çevrilmiş durumda. Tabii yazım yanlışlarına tahammül edebilirseniz, alabilecek paranız varsa ve tüm kitapların baskısını bulursanız. Yani zavallı Sarah J. Maas hak ettiği ilgiyi sayelerinde göremiyor bile Türkiye'de, neyse. Konusu pek karşılaşmadığımız ve kulağa hoş gelen ama aynı zamanda da aşırı bir beklentiye sokmayacak şekilde. Ünü tüm dünyaya yayılmış Celaena Sardothien adındaki suikastçımız yaklaşık bir yıl Endovier'deki tuz madenlerinde mahkum olup çalıştıktan sonra Adarlan Kralı'nın düzenlediği yaver bulma yarışmasına bizzat Prens'in kendisi tarafından dahil edilir. Bu yarışta ülkenin en azılı suçluları da vardır, paralı askerler de hırsızlar da. Bir kazanan olacak ve Kral'ın suikastçılığını yapıp özgürlüğünü elde edecek, kaybedenler ise geldikleri yere geri gönderilecektir, tabii eğer hayatta kalırlarsa. Özellikle de yarış sırasında her hafta yarışmacıları yiyen bir şey ortaya çıktığında işlerin boyutu değişiyor. Bu sırada eğlenceli prensimiz Dorian, soğuk nevale Muhafız Kıtası Yüzbaşımız Chaol, işgal altındaki ülkenin prensesi Nehemia ve bu kitap için kötü adledebileceğimiz Kaltain, Dük Perrington ve Kral da diğer önemli karakterlerimiz. Seriyi bitirdiğim için hepsinin önlemlerini bilmek bana garip hissettiriyor. İlk okuduğumda bu kitabın normal düzeyde bir fantastik kitap olduğunu düşünmüştüm. Hatta fantastik ögelerin beklediğimden az oluşu beni hayal kırıklığına uğramıştı. Şu an ise biliyorum ki "Cam Şato" seriden resmen bağımsız bir kitap gibi ikinci kitapla beraber. Devamı o kadar farklı ki okudukça yazarın oluşturduğu dünyanın derinliği ve karakterlerin samimiyeti sizi seriye bağlayacak. Bu kitapta belki daha alışamadığınız o karakterler sizin dostunuz olacak. Buna eminim. Aynı zamanda yeniden okuduğumda kitaptaki ayrıntıları da fark etme fırsatı elime geçti. Bazen serinin sonu ve başı bu kadar farklı olduğundan diyordum ki yazar bunların hiçbirini hayal etmemiş, sonradan uydurmuş ama iyi de uydurmuş. Oysa şu an dikkatli okunduğumda yazarın verdiği ufak tefek ayrıntı ve ipuçlarını fark edebiliyorum. Ayrıca karakterlerin bu kitapta ne kadar genç ve toy olduklarını görmek içimi burktu. Resmen seriyi okurken onların gelişimlerini öyle okumuşum ki bana hep yetişkin, olgun, zeki ama eğlenceli ve de sıcak gelen karakterlerin aslında serinin başında ne kadar çocuksu olduklarını fark ettim. Lakin bu beni rahatsız etmedi. Gelişimlerini okumak çok güzeldi. Ayrıca nadiren kız ana karakterleri seven biri olarak Celaena'yı da oldukça seviyorum, aslında sevmediğim karakter yok diyebilirim. Bu kitabı eleştirmem gerekirse de karakterlerin durmadan birbirlerinin utandığını yanaklarının kızardığından anlamalarını eleştirebilirim. Yani gözlerini kaçırsalar, dudaklarını ısırsalar falan daha hızlı ve gerçekçi tepkiler olabilirdi diye düşünüyorum. Kimsenin saniyesinde kızarma ve kızardığını da anlama yeteneği olduğunu sanmam. Bunu da yazarın gençliğine vereyim. Kendisi bu kurguya sanırım 16 yaşında başlamış ama ne zaman sonlandı bilmesem de karakterlerle birlikte yazım dilinden tutun kurguya kadar her yerde gelişimini okuyoruz. Günümüz yazarlarından fantastik türün anneleri diyebileceğimiz yazarlar var -artık nedense hep kadın yazarları görüyorum erkekler yazarlıktan sıkıldı herhalde- bunlar Leigh Bardugo, Tahereh Mafi, Cassandra Clare, Victoria Aveyard, Marie Lu, Laini Taylor gibi yazarlarsa sanırım Sarah J. Maas da kraliçeleri. Bunun için eğer bu kitabı pek de beğenmediyseniz size ısrar ediyorum ki devam edin, pişman olmayacaksınız. "Dikenler ve Güller Sarayı"nı sevdiyseniz bir şey diyemeyeceğim, kimi daha çok sevmiş kimi daha az sevmiş. Açıkçası su götürmez bir şekilde "Cam Şato"yu çok daha fazla seviyorum. Eğer yaşınız 18 üstüyse önce "Dikenler ve Güller Sarayı"nı okuyup yazarın yazımını tanıyabilirsiniz ve "Cam Şato" üstüne çok daha güzel gelir. Ve son kitaplarda onun dünyasına yapılan atıfları da anlayabilirsiniz. 18 yaşının altındaysanız ise "Dikenler ve Güller Sarayı"ndaki cinsel içerik bu seride olmadığından bunu okumanızı tavsiye ederim. Gelelim SPOİLERlı kısma. Ki çoğu kişi ne yazık ki bir sürü yerden, özellikle de yabancı hesaplardan spoilerın alalarını bu seride yediği için pek sayılmayacak şeyler ama olsun. Dorian ve Chaol'un Celaena ile oluşturduğu aşk üçgeni... Gerekli miydi derseniz belki pek değildi ama Dorian ile Celaena'nın tatlı flörtleri ve Chaol ile Celaena'da ise azımsanamayacak kadar belli olan -benim açımdan- çekim ve atışmaları bence keyifliydi. İlk kitap dil açısından biraz basit kaçsa da ne yalan söyleyeyim oldukça kolay okunuyordu ve olayların çok olmaması sebebiyle de belki bu tecrübesizlik yerindeydi. Ayrıca Chaol ve Dorian'ın mantıklı bir şekilde davranmaları ve birbirlerinin önlerini kesmemeleri ya da Celaena'nın ikisiyle de arkadaşlık etmesine rağmen ikisine birden afedersiniz ama yavşamaması bence güzeldi. Ayrıca bu sefer "Korkmayacağım." alıntısının Sam'e verdiği sözden ötürü olduğunu bilmek beni yine üzdü. Serinin başından sonuna kadar Sam'in unutulmaması bence çok güzel bir detay. Öyle ki daha yan kitap çıkmadığından okuyamasam da Sam'i görmeden sevdim gitti. Neyse biliyorum hepinizin gözleri yaşardı, daha da eleştirmem gerekirse Celaena'nın kitap boyunca Dorian'dan hoşlanması ve son 10 sayfada falan pat diye ayrılması bence garip olmuş. Buna daha önce dikkat etmemiştim. Yani evet aralarındaki aşk değil hoşlantıydı belki ama yine de bu kadar basit olması beni biraz üzdü. Ayrıca bu kapakları kim yaptıysa üzgünüm ama hiç beğenmiyorum. Özellikle bence serinin devamında çıkan ve çok da önemli olmayan bir ayrıntıyı bu kadar abartıp her kapağa koymaları bence hoş değil ve ilk okuyanlar için de anlamsız. Ayrıca çizimler de pek başarılı değil. Neyse lafı uzattım da uzattım biliyorum ama ne yapabilirim. Alın size objektif olmaya çalışıp da olamayan bir Sude yorumu...
Cam Şato
Cam ŞatoSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20173,096 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.440 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.