Gönderi

152 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Çok gündemde olduğu için okumayı ertelediğim ve uzun zamandır kütüphanemde bekleyen bir kitaptı bu kitap. Ve sonunda okudum. İtiraf etmeliyim ki beğendim de. Her şey baş karakterlerden Büyük Üstat ve Mr. Jones ile başlıyor. Mr. Jones gaddar, içkici ve cahil bir çiftçidir. Bir akşam Mr. Jones sarhoş bir şekilde çiftliğe gelip yatağına yattığında, çiftlikteki hayvanlar ve bu hayvanlardan en akıllısı olan domuz Büyük Üstat toplanıp yapacakları İsyan için konuşurlar ve olaylar böyle gelişir. George Orwell bu eserinde fabl tarzı, post-modern bir tarz da diyebiliriz, bir tarz kullanmış. Kişiselleştirme sanatı, betimlemeler de gayet güzel verilmiş ve doğru anlatılmıştı. Önce olumlu eleştiri yapmak istediğim için bunları yazıyorum, daha sonra olumsuz ya da daha doğrusu bana göre olumsuz olan eleştirilere geçeceğim. İsmine bakarsanız- bu arada isme veya kapağa bakarak kitap alan çok fazla insan var nedense- size çok sıradan veya aptalca veya ismiyle bağdaşan bir kitap gibi görünebilir fakat öyle değil. Aslında konusu tamamen yönetim ve yönetilmeyi, sistemi, ayrımcılığı, alt ve üst sınıfı yani sınıflandırılmayı, devleti, siyaseti ve politikayı, hayvanlara karşı yapılan haksızlıkları vs anlatıyor. Yazar bunu hayvanlar aracılığıyla, sürrealist bir şekilde anlatmış olsa da aslında gerçekten bunu eleştiriyor ve çok güzel mesajlar veriyor. Söyledikleri açık ve sorguluyor. Ortaya koyduğu yargılar, bana göre, çok doğru ve mantıklı. Ayrıca karakterleri ve onların psikolojilerini, hayvanların çektiği eziyetleri ve insanlığın ne kadar kötü olduğunu -ben böyle düşünüyorum- ve hatta bazen kendi türünün, cinsiyetinin bile ne kadar iğrenç ve kötü olabileceğini, psikolojik oyunları da çok güzel işlemiş. Aslında asıl konu ve bu konunun alt konuları, dalları birçok yazar tarafından çokça anlatılmasına ve alışılmış, basit ve daima gündemde olup sonsuz olmasına rağmen-ki bu da demektir ki bu sorun yani konu daha çok anlatılacak ve hiçbir zaman bitmeyecek yani kültleşecek ya da çoktan kültleşmiş- bu kitapta o kadar farklı, gerçekten böyle sorunlar olmasına rağmen o kadar olamayacak derecede saçma, fakat güzel anlamda bu, anlatılmış, işlenmiş ki bu da bu eseri farklı kılan şeylerden biridir. Yazarla çoğu görüşümün uyması ve onu kendime yakın bulabilmem gerçekten çok hoştu. Üstelik bu yazardan okuduğum ilk kitap olmasına rağmen gerçekten anlatımından hoşlandım. Fakat bana göre Mr. Jones ve Büyük Üstat daha çok anlatılmalıydı. Sanki kitabın giriş bölümü çok oldu bittiye gelmiş gibiydi benim için. Mesela Büyük Üstat'ın konuşması biraz daha uzun olabilirdi veya bir bölümlük, hatta yarım bölüm bile olabilirdi, daha kalabilirdi. Ya da, bana göre Mr. Jones'un kovuluşu biraz daha uzun sürebilirdi ve belki de daha iyi bir sebebi olabilirdi. Mesela ileri bölümlerde sevdiğim karakterlerden biri olan Snowball'un kovulması da çok alelaceleydi. Ve kitabın geri kalanında Snowball'dan çok az bahsedildi ve her bahsedildiğinde de iftira atıldı ki bunlar gerçek gibiydi, bu yüzden bazen, karakterin hâlâ yaşayıp yaşamadığını veya bunları yapıp yapmadığını çözemedim. Ve itiraf etmeliyim ki sonunda veya sonuna doğru yaklaşan bölümlerde Clover'dan ya da herhangi bir hayvandan İsyan beklemiştim fakat tahmin ettiğimden daha da farklı bitti. Ama kötü değildi, kesinlikle okumaya değer bir sonla bitti diye düşünüyorum. Domuzların yavaşla insnalara benzemesi, hatta daha da doğrusu nefret ettikleri şeye benzemeleri, Yedi Emir'in gereksiz yere, habersizce ve danışılmadan değiştirilmesi ve yel değirmeni olayı ve sınıflandırma olayı gerçekten çok etkileyiciydi. Özellikle insnalara savaş açıp da yine insanlarla görüşülmesi ve en sonunda da yine insanlarla aynı masaya oturulması çok güzel mesajlar veren bölümlerden biriydi. Ayrıca yapılan psikolojik oyunları da çok beğendim. Mesela; "hayvanlar bunu hatırlıyorlardı ya da hatırladıklarını sanıyorlardı" cümlesindeki "hatırladıklarını sanıyorlardı" kısmı birçok kez geçti kitabın içinde. Ki bu psikolojik bir oyundur. Böyle durumlarda insan kendinden şüphe eder ve doğrularını, anıları kendi hayal ürünü sanar. Ve mesela koyunlara bir şeyin ezberlerletilmesi ve onların bunu koşulsuz bir şekilde kabul edip tekrarlamaları, Boxer'ın koşulsuz ve aptalca inancı vs. bunların hepsi çok etkileyiciydi ve aslında bizlere mesaj veriyordu diye düşünüyorum çünkü bu tip davranışlar tamamen devleti yöneten veya yönetenlere karşı koşulsuz bir güven duyan ve her deneni doğru kabul eden insanlara özgü şeylerdir ve unutmayın ki sorgulamak, inanmamak kötü bir şey değildir. Bu yüzden de yazarın bunu ve bu tip insanları eleştirdiğini düşünüyorum. Tüm bunların haricinde Mollie ve Moses gibi karakterlerinde çok sönük kaldığını düşünüyorum. Özellikle de Benjamin karakteri gerçekten de daha çok bahsedilmesi gereken bir karakter gibi geliyor bana. İşlediği konu maalesef ki - maalesef ki diyorum çünkü işlenilen konu bir sorun, bir İsyan- her zaman güncelliğini koruyor. Bu da yazarın taze ve gündemde kalmasını sağlıyor. Bir de kitabı okurken domuz Napoleon karakterini gerçekten de devlet adamlarına benzettim. Çünkü o gaddarlığı, sadece koltuğunu, konumunu düşünmesi, itibar, hükümdar sevdası, bir halkı yönetmekten ve o halka yardım etmekten başka her şeyi yapması ve halkı köle olarak görüp sürekli onlara yalan söyleyerek beyinlerini yıkaması, güvenlerini, inançlarını sarması, akıllarıyla oynaması gerçekten de, saf bir şekilde devlet adamlarını yansıtıyor diye düşünüyorum. Bu yüzden Napoleon'u hiç sevmedim. Ayrıca ona körü körüne bağlanan ve aklını, iradesini kullanmayı reddeden hayvan halkı da bizleri yani dünya üzerindeki tüm "halkı" yansıtıyor diye düşünüyorum. Ve bu kitabın, tıpkı bu konu -ya da daha doğrusu bu sorun demeliyim galiba- hakkında yazılan diğer eserler, kitaplar gibi bize verilen bir mesaj, bir uyarı veya daha da yerinde olacaksa uyanmak için son bir çağrı olduğuna inanıyorum. Kitabın sonunda diğer hayvanlar domuzları dışarıdan izlerken onların sürrealist bir biçimde değiştiğini yani insana dönüştüğünü görüyorlar. Davranışları açısından da insan gibi davranıyorlar. Başta da söylediğim gibi nefret ettikleri şeye benziyorlar ve bundan memnunlar. Ben insanların değişebileceğini düşünürüm fakat iyi yönde değil. Bana göre bir insan ancak kötüye eğilim gösterebilir, kötüye evrilir. Sadece kötü yönde değişir. Yazarın da bu konuda benimle hemfikir olduğunu düşünüyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz?
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021249.1k okunma
·
135 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.