Gönderi

251 syf.
·
Not rated
kitaphaber.com.tr/dem-bu-demdir-i... Dem Bu Demdir ile Varlığa Gitmek 31.05.2021 - Ülker Gündoğdu Dem Bu Demdir ile Varlığa Gitmek İnsanların iki şeyden bütünüyle sıyrılması gerekir; yaşadığı anı kaçırmak ve inanç eksikliği. Anı kaçırmak, etrafınızı saran birçok olaydan ötürü mutluluğu kaçırmaktır. İnanç eksikliği ise insani değerlerden mahrum olarak zamanın içine girememek ve hayatın manasını anlayamamaktır. Zamanın içine nasıl gireriz? Anı hissederek, hayatın manasını anlayabilmek mümkün mü? Evet mümkün. Hiç kuşkunuz olmasın ki; sizi maziden şimdiki ana kadar her anı hissettirerek yaşadığınız ana kadar her anı hissedebileceğiniz bir yol mümkün. Bu yol bir zaman tünelinden geçirirken, hayatın manasının inanç ve anı yaşamak olduğunu olaylar üzerinizden hislerinize işlemektedir. Her anın içine bakabilme ve hissedebilme kabiliyetini bir öğretmen gibi öğreten Mustafa Kutlu bunu eseri Dem Bu Demdir ile gerçekçi bir perspektif kazandırarak göstermektedir. Anı yaşamak gerçeği görebilmenizi sağlayabilir. Sokrates’in de ilk yaptığı budur; gerçeği bilmenin olanaksız olmadığını anlamak. Bu arayışın size hiçbir zararı olmaz; anı yaşamak ve inanç duygularınızı sınırlandırmalardan kurtarmak. Bu konuları iyi anlarsak insanca bir üstünlüğe sahip olur ve anı yaşarken inancımızla hayatın manasına vararak yaşamın amacının kıyısına ulaşabiliriz. Çünkü her zaman talihimizle ve meziyetlerimizle üstün olduk. Yeri doldurulamayacak ve ismi kuşaklara aktarılacak bir sanatkârın eserini okumanın heyecanına okurları hususen vakıf olan Mustafa Kutlu’nun evrensel bir dille aktarmış olduğu Dem Bu Demdir isimli eseri, kitaplar ve edebiyat yaşadığı sürece yaşayacağına eminim. Daha önce okuduğum Şehir Mektupları ve Yoksulluk Kitabı isimli deneme eserleri, Mustafa Kutlu’nun cömert zihni, anıları, hüzünleri, heyecanları yanı sıra memleketin sosyolojik durumunu olduğu gibi yansıtmaktadır. Yirmi yıllık bir sürede gazeteye aktardığı denemeleriyle dönemin en önemli meselelerini hassasiyetle ele alıp incelikle aktardığı gerçekliklerden oluşmaktadır. Kutlu’nun orijinal, objektif, realist üstünlüğüyle edebi, özgün dili ve kalemiyle ortaya koyduğu eserleriyle hala güncel olan sorunların zaman süzgecinden okuru çıkarımlarda bulunarak geçirirken bilinçlendirmektedir. Yazarın niyeti bilinçli bir birey, bilinçli bir toplum hedefine yöneliktir. Eserlerinde insanı hisleriyle enine boyuna ele alma gayreti ile insanın çabucak özüne dönmesine dikkat çekmektedir. Benim içinse, eserlerinde insan meselelerine temas ettiği ve derine nüfuz ettiği için, belki de en çok hoşuma giden taraflarından biri buydu. Dem Bu Demdir, maziden günümüze ihtiva ettiği bütün konularıyla okuru her dönem aydınlatmaya devam edecektir. Birinci baskısını 2014 yapan eser, içeriği bakımından, geniş bir çemberi kapsayacak aktarımıyla yüz bir adet denemeden oluşmaktadır. Dem Bu Demdir eseri Yeni Şafak gazetesinde yirmi yıllık bir süre içinde yayımlanmış denemelerin bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Türkiye'nin his analizini yapan eser, olayların yaşam üzerindeki etkisinin olaylarda ne denli rolü olduğunu değerler üzerinden gösterir. Yaşadığımız köyü, kenti, toplumu ve değerleri nasıl daha güzel hale getirilebilir sorusunun pusulası niteliğini taşımaktadır. Yeri hiçbir şeyle doldurulamayacak değerlerimizi yaşatmak adına eserleriyle okura insanın yaşam mücadelesini öğretmektedir. Sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahın katılımcı bir düzende elbirliğiyle üretimin hâkimiyetinde kamuyla destekleyen eğitim ve tarım üzerinde yoğunlaşan öz kaynakları korumayı savunmaktadır. Farklı düşünceleriyle toplum sosyolojisi üzerinde yanlış gidişata çözüm olacak fikir ve öneriler getirmektedir. Hayatın akışıyla kaçırdığımız dem, bizim için nasıl bir önem taşımakta olduğunu sorgulatmaktadır. İnsanın hayat döngüsündeki anlar; hangi değişim ve dönüşümü kazandıracağını okura empoze etmektedir. İnsan olmanın anlara gizlenmiş sırlarını ve insandan daha üstün olan değerlerini, hayata nasıl anlam verdiğini anlatmakla bitiremez, adeta okura yaşatmaktadır. Toprağa olan bağımız para karşılığında çözülüyor, manevi değerlerimizi maddiyat değişiveriyoruz ne yazık ki. “Ne varlığa sevinirem Ne yokluğa yerinirem Aşkın ile avunuram.” Ferhat’ın dağları delmesi hikâyede mi, kalmıştır dersiniz. Yüce gönüllü kişiler yaşadıkları bölgeyi güzelleştirmektedirler. Ruh iklimini süsleyenler, zihnimizi ve kalbimizi donatanlar, kitap ve söz sahipleri, ahlak abideleri, veliler ve âlimler, adaletle hükmedenleri artık hürmetle anmakla yetinmek yeterli mi, örnek almak yollarından gitmek elden gelmez mi? Huzur katliamı var, kültür erozyonu durdurulamıyor. Ruhsal bir kirlenmenin önüne geçilemez bir hal almış. Sesleri ve sözcükleri uğultuyla bastırılıyor, değerler kirletiliyor, ihya edecek, toprak yeşertecek kimse kaldı mı? Ağacı diken ölse de gölgesine oturan onunla beraber olur. Böylece hayatın sade ve ayrıntıya eğilen tarafını sarıp sarmalardık. Dünya hayatının her anı bir imtihan vesilesi sayılmaktadır. Nelerle imtihan oluyoruz o anlarda hiç düşündünüz mü? Belaya sabır, nimete şükür esastır buna göre sabır ve şükür iç içedir. Hakk'ın lütfuna da cefasına da rıza gösteren makbuldür. En büyük dert ve bela olarak “aşk”ı gören mutasavvıflar aşk için her türlü acı ve sıkıntıya sevinerek ve manevi bir haz duyarak katlanmaktadırlar. Fuzuli gibi: “Ya Rab belayı aşk ile kıl aşina beni Bir dem belayı aşdan etme cüda beni Az eyleme inayetini ehli dertten Yani ki çok belalara kıl müptela beni” Sokağının tek ağacı o üç yol ağzında yıllardır bıkıp usanmadan Mustafa Kutlu’ya temiz hava, gün ışığı, kuş cıvıltısı seher yeli kalıntısından oluşan bir besteyi duyumsatmaktadır. Mustafa Kutlu, hayatın kıymetini bizlere Dem Bu Demdir, deneme eseriyle kazandırmaktadır. Bu eseri ile dünya hayatının manasına okuru çekmektedir. Okura bir reçete vermektedir. Kırlara akın, yemlik toplayın, biçilmiş çayırın yanından geçiniz. Gök kubbenin altında sırt üstü yatıp taze ot kokusunu ciğerlerinize çekiniz. Esen yel ile kuşların cıvıltısını dinlerken bulutları seyrediniz. Dost ve hasta ziyareti yapın, kır çiçeği götürün. Şükrünüzü ve duanızı içten gelen doğanın heyecanına kapılarak yapınız (s.86). Türk insanı geleneksel yaşam biçimine bir daha geri dönemeyecek şekilde kaybetti; bunun yerine modern yaşam biçimi koyamadı. Sıkıntı bu noktada. Osmanlı döneminde zamanı ve mekânı kapsayan din, günlük hayatımızın yegâne rehberi ve ressamı idi. Şimdi hayatımızı dolduran unsurlar dini renk taşımıyor ramazan gelip geçiyor, bayramlar tatil anlayışında yok olup gitmektedir. Dini, dili, tarihi, kültürü bilmek medeniyeti, merhameti, şefkati, feragati, kısası ahlakı terk etmekle olmamaktadır. Modern hayat; teknoloji, bilim, iletişim ile birlikte insanı hissizleştirmektedir. Artık ne ölene üzülebiliyoruz ne doğana sevinebiliyoruz yaşanan hayat otomatiğe bağladı bizi. His kaybının ardından şuur kaybı sökün etti. Bizim dünya görüşümüz, yaşam biçimimiz tabiatı ve sanatı; yaşanacak ahengine, tadına varılacak diye algılanmaktadır. Ülkemizin meselelerine dipsiz bir kuyu gibi baktıkça okur kendinden başlayarak neyi, nereden başlayarak ve nasıl güzelleştireceğiyle bilinçlenmektedir. Dem Bu Demdir Mustafa Kutlu’nun Hakikati Dem ve an kelimeleri kısa zaman manasına gelmektedir. Zamanın bölünmeyecek kadar küçük parçası denilir. Tasavvufta an, zaman mekân gibi mevhum ve mücerret bir kavramdır. Bu kavramlar kevn’e (akış) tabidirler. Âlem her an Tanrı’dan belirir, yine Tanrı’ya döner. An-ı vahid denilen bu dönüşü ancak ermişler, en çokta bunların arasında vaktin kutbu olanlar bilir. Vahdete erilince zaman ve mekân kaydı kalkar ve ortada ancak an-ı daim kalır. Anı daim zamanın batınidir. Mevlâna Mesnevi’de zamanın sufilerin gözünde değerinin olmadığını belirtmektedir. Hakikat ehlinin İbnül vakt olduklarını ifade etmektedir. Dem de tıpkı an gibi tasavvufta “Tecellinin zuhur ettiği an” olarak değerlendirilmektedir. İşte “dem bu demdir”, tabiri bu anın kıymetini ifade etmektedir. O bir Rahmani nefestir ki Hakkın feyzinden ibarettir. Tasavvuf erbabı bu kavramları şiirlerinde kullanmaktadır (s.23). “Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayran olur Bir dem gelir şadi olur bir dem gelir giryan olur.” Yunus Emre “Ne maziyim ne müstakbel, her anın anesiyin ben Yitirdim benliği benlik bana Hak benliğindendir.” Niyazi Mısri Mustafa Kutlu Dem Bu Demdir Dergâh Yayınları Sayfa 251 Ülker Gündoğdu - 31.05.2021
Ülker Gündoğdu
Ülker Gündoğdu
Dem Bu Demdir
Dem Bu Demdir
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
Dem Bu Demdir
Dem Bu DemdirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2014760 okunma
·
530 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.