Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
1. Dünya Savaşı ve hemen ardından gelen Ekim Devrimi’nde edebiyat yeteneğini keşfeden bir devrimcidir Şolohov. İlk yazdığı eser olan Don Hikâyeleri 1926’da basılır. Durgun Don için yazara ilham olan bu öyküler, sonraki yıllarda yazacağı romanların da adeta temelini oluşturur. 1965’te Nobel ödülü alan yazar ayrıca 1941’de Stalin Ödülü’nü, 1955’te Lenin Nişanı’nı almıştır. Don yöresindeki Kazaklar’ı ve iç savaşı anlattığı 16 öykü hem edebi yönden hem de tarihe tanıklık etmesi açısından Şolohov’un başarısını gözler önüne seriyor. Öykülerdeki karakterleri ete kemiğe büründüren yazar, yaptığı betimlemelerle okuru Don Bölgesi’ne götürüyor ve tüm yaşananlara ortak ediyor. Aile fertlerini bile birbirine düşman edebilen, güvenin kalmadığı, kırk yıllık komşunun bir kurşunuyla devrilebildiğin, bazen toplumcu bir kahramanın ölümüne üzüldüğün bir iç savaşın felaketlerini okurken; savaşa lanet ediyor ve barış dolu günlere sarılıyoruz. Ben Durgun Don serisini okurken biraz sıkılmıştım çünkü bazı yerler çok uzun gelmişti ama öykülerde bunu hiç yaşamadım. ”Unutma, Yefim; topluma hizmet etmeyenler Tanrının da düşmanıdır.” ”Dere yatağına doğru koşmaya başladı, durmadan dönüp bakıyor bana, el sallıyordu. Bıraktım onu, yüz metre kadar gitti, sonra omzumdan tüfeğimi sıyırdım, elim titremesin diye diz çöktüm ve… ve sırtına ateş ettim.” ” Bilmiyor musun? Bolşevikler bizim Kazak gelenek ve göreneklerini kaldırıp atmak, komün kurmak istiyorlar; komünde her şey ortaklaşa olacak, toprak da, kadınlar da…” Senin anlattığın kocakarı masalı. Bolşevikler de bizim yolumuzdalar. Toprağı burjuva takımından alıp halka veriyor onlar; işte bu, tuttukları yol.” Mutlaka okuyun
Don Hikayeleri
Don HikayeleriMihail Şolohov · Cem Yayınevi · 2021364 okunma
·
221 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.