Gönderi

144 syf.
7/10 puan verdi
Olimposlular: İnsanlardan tek farkları, ölümsüz olmaları
Kitapta, insanların sahip olduğu her türlü duygu ve davranış Tanrılarla ilişkilendirilmiş. Yunan mitolojisindeki tanrıların sahip olduğu insani duyguların insanlarınkinden her zaman daha baskın olması dikkatimi çekti. Mesela insanların birbirlerine karşı adaletsiz olmaları veya sürekli bir intikam alma çabası içinde olmaları tanrılarda fazlasıyla var. Yunan mitolojisindeki Tanrılar ve Tanrıçalar arasında kıyasıya bir mücadele var. Aşk, intikam, gözyaşı…Adeta bir pembe dizi izliyor gibiydim. Tanrılar, duygular gibi soyut kavramların cisimleşmiş hali olarak anlatılmış. Günümüzde karşımıza çıkan panik atak gibi sorunlar dahi bir Olympos’lu ölümsüz olan Pan’a dayandırılmış. Hani hep böyle bir koyun bedeni ama kafası insan bir resim gelirdi gözümün önüne ama tam ne olduğunu bilemezdim, işte o Pan olabilir. Ayrıca yine bazı hayvanların tanrıların öfkesi sonucu oluştuğu söyleniyor. Mesela Athena’nın bir kadınla gergef işleme yarışına girmesi ve kadının ondan daha güzel işlemesi, ardından ölümsüz tanrıçanın buna katlanamayarak kıskançlığından dolayı kadının gergefini kırması, kadının üzüntüden intihar etmesi ve bunun sonucunda Athena’nın onu bir örümceğe çevirerek sonsuza dek “sanatını icra etmesini” sağlaması… sonsuza dek örmesini sağlamış böylelikle. Yine buna benzer aklımda kalan, Ares ile Afrodit’in her gün güneş doğana kadar gizlice buluşmaları. Ares güneşin doğuşunu haber vermesi için Alektryon isminde bir arkadaşını görevlendirmiş. Her gün bu görevi layıkıyla yerine getiren arkadaşı bir gün uyuyakalmış. Bunu sonucunda Ares ile Afrodit diğer tanrılar tarafından “suçüstü” yakalanmış. Buna sebep olduğu için Ares Alektryon’u horoza çevirmiş, sonsuza dek güneşin doğuşunu insanlara haber vermek zorunda bırakmış. Bence bunlar çok eğlenceliydi. Kitapta dikkatimi çeken bir diğer husus şu: kitap Yunan mitolojisiyle günümüzün ilişkilendirilmiş evet, ama ilişkilendirme yapılmasaydı bile yani direkt onların hayatları anlatılsaydı da bana hiç ama hiç yabancı gelmeyecekti eminim. • Merak, hırs, dedikodu, saman altında su yürütmek gibi özelliklerin hepsi günümüzde kadınlarla özdeşleştirildiği gibi yine mitolojide de tanrıçalarla özdeşleştirilmiş. • Zeus ve Hera’nın evliliğinin kutsal ve mükemmel sayılması, evrendeki en güzel evlilik olduğuna inanılması. Yani bir arada durdukları sürece “her şey yolunda” gibi görünüyor, Zeus her çiçekten bal yapan bir arı olsa bile. Hera’yı sayısız aldatmalarının sonucunda ne mi oluyor, hiçbir şey, Hera öcünü diğer tanrılardan ve ölümsüzlerden alıyor. • Ölüm ülkesinin prensi Hades, Persephone adında bir kızı kazara görüp aşık oluyor. Kıza sormadan etmeden onu hop yeraltı dünyasına kaçırıyor. • Prometheus’un ateşi tanrılardan çalarak insanlara hediye olarak vermesi. Yani biz iyilik sanıyoruz ama başka bir çıkarı olmasın bu işten? Meğerse Prometheus’un tanrılara garezi varmış onlara gıcıklık olsun diye yapmış…Belki kendi bile farkında değildir bunun. Peki bizim iyilik sanrısıyla yaptığımız şeylerden kaç tanesi gerçekten iyiliktir? • Herakles’in şiddet göstere göstere gittiği yolun sonucunda herkes tarafından “kahraman” olarak görülmesi…Tıpkı Büyük İskender’in Gordion düğümünü çözmek için kılıcıyla kesmesi sonucu “Asya’nın hakimi” olması, yine Kolomb’un sömüre sömüre “kaşif” olması gibi… Kitapta yer alan daha birçok örnek var. Sonuç olarak bu kitap bana iki zıt duyguyu yaşattı. Hem bilmediğim birçok şey öğrendim, hem de yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı “aaa ben bunu daha önce yaşamıştım ya” gibi hissettim. Şu an yaşadığımız coğrafyada bunların hepsini yer yer meydana gelmesi ne kadar garip...
Tanrılık Halleri
Tanrılık HalleriEvren Şar İşbilen · Doğan Kitap · 201891 okunma
··
484 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.