Gönderi

Çimen kokusundan hızlı Bir sıyrık gibi bitiveren elde ayakta Nedir bu benim yalnızlığım? Neyiz ki bu karanlık kar yağışında Ey ipini kendi gerip ufka bakanlar Ölüler, diriler, daha doğmamışlar Toplanıp birdenbire hep aynı yaşta Ve nedir bu benim yalnızlığım? Ve içimde gezerim ucu sivri bir bıçakla Söylesem size söylerim ey ipini kendi gerenler Kedere kederle, ağrıya ağrıyla karşı çıkarım. Masam ki şuracıkta solgun bir köy akşamı Bir uzun yoksul, bir başka yoksul Düşer ellerim bir çağın artıklarına Çatalımda kemikler, ölü gözleri Ve iniltiler, çığlıklar Benden bir şey sorulamaz gibiyim. Biri gelsin şu tabağımı kaldırsın Çatalımı da İğrenmenin, tiksinmenin en eskisiyim İki eşya arasında bir hiçlik Ne iskemle, ne masa, tam orda tökezlenirim. Bir haziran, bir temmuz nasıl olsa gelir de Sorsanız size söylerim ey ipini kendi gerenler Ben döğüşken olanlara açılmış bir mendilim.
Sayfa 485
·
167 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.