Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

 Bir Masanın Dilinden Olmuyor! Anlamıyorum arkadaş, anlamıyorum işte. Şu dünyada bunlar kadar nankör, adi, sorumsuz, aptal bir varlık daha yok.   Daha dün sabah benim üzerimde yapmadın mı kahvaltını? Hatta çay bardağını altı yapış yapış olmasına rağmen koydun üzerime de kızdım mı sana? Küfür ettim mi mesela? Birazcık dikkatli olsan, en azından önünü görsen çarpmazdın o serçe parmağını bacağıma. Bir de öfkeden tekrar tekmeledin. Aptalsın aptal! Olduğum yerde duruyorum yıllardır, biliyorsun. Her ay garanti çarpıyorsun bir kere. Çok mu seviyorum o pis ayağını sanıyorsun? Hem sen değil miydin ufacık bir sallantıda deprem nidalarıyla altıma giren? Sen değil miydin ilk aşkını jiletle üzerime kazıyan?     Küçükken enik gibi tepinirdin üzerimde. İlk kez bana tutunarak kalktın ayağa, benimle attın ilk adımlarını. İlk testini de benimle çözdün. Hatta uyuyup kalmıştın bir keresinde çalışırken ve salyan akmıştı üzerime de ses etmemiştim. Tatlı bir çocuktun vesselam. Ne zaman ergenlik belasına tutuldun aklın şaştı, aramız bozuldu.   Hoş, ergeni yaşlısı pek fark etmiyor. Baban da senin gibi zalim. Hatırlar mısın bir aralar mutfaktaydım yemek masası niyetine ve yanılmıyorsam akşam yemeğini yiyordunuz. Babanın dikine gidip sesini yükseltmiştin. Adam da elini sertçe bana vurup “Yeter!” diye bağırmıştı. Faturayı yine bana kesmişti.   Cesaret yoksunu varlılar sizi. Birbirinizden çekinince hıncınızı bizim gibi garibanlardan çıkartırsınız her zaman. İşe yarasa ses etmeyeceğim ama genelde sorunlarınız artıyor böyle tepkiler gösterdikçe. Hem ben istemiyor muyum bu evde huzur olsun, mutluluk olsun? Tabi ki istiyorum. Ki inanın bana, istemesem, ağzımı kapalı tutmasam huzurun zerresi kalmaz bu evde. Her türlü çevirdiğiniz dolaba, işlediğiniz günaha birinci elden şahit oluyorum ister istemez.   Örneğin evin ergeni, siz ne zaman gitseniz kapıyı pencereyi açıp sigara yakıyor bulunduğum odada. Küllerini de üzerime düşürüyor dengesiz. Veya geçen gün üzerime koyduğunuz anahtar kaybolmadı aslında, oğlunuzda. Mezuniyet balosuna arabayla gidecekmiş beyefendi. Babası olacak kansızın vebali daha da ağır. Ayşe hanımı bir şirket çalışanıyla aldattı geçen ay gözlerimin önünde. Hala nasıl bakabiliyor utanmadan yüzüne anlamıyorum. Zavallı kadın duysa canına kıyardı muhtemelen. Bir tek onun hatrına duruyorum zaten bu evde.   Hakiki kadındır, iyidir o. Her şeye, herkese karşı iyidir. Bir kere bile kötü söz çıkmamıştır ağzından.  Her misafir geleceğinde özenle siler her yerimi. Üzerimdeki dağınıklığı toplar. Üzgün olduğunda ya da kocasıyla kavga ettiği günlerin gecelerinde gelir benimle paylaşır gözyaşlarını. Sessiz sessiz ağlar üzerimde. Anlayabildiğim, anlaşabildiğim tek kişidir şu evde. Belki bana baktığında babasını hatırladığı için iyi davranıyordur. Babası yarattı beni. Onun ellerinde şekillendim. İşinin ustası bir marangozdu. Her oymama saatlerini harcamıştı. Aşkla yapardı işini. Ellerindeki nasırlara rağmen hissederdim sıcaklığını. İyi adamdı. Sebepsizce öldü bir gün uykusunda. Ayşe Hanım da beni hatıra olarak evlerine aldı. Yıllar geçse de hala hissederim hüzünlendiğini. Hayırsız kocası ya da çocuğu hissetmez ama ben hissederim. Ellerini bana dayayıp aldığı bir derin nefeste bile neler neler gizlidir. Anlarım. Öyle ya, anlarım bu kadını.   Belki gerek yoktur insanı anlamaya, bu kadını anlamak diğerlerini anlamaktan daha değerlidir. Ya da asıl insan olan bu kadındır da diğerleri imal olduğum odundan farksızdır. Tek amacı, hayatını çıkarları doğrultusunda sürdürmek olan varlığa insan demek önce Ayşe Hanım'a sonra bütün insanlığa hakaret olmaz mı?
Puhu Kuşu
Puhu Kuşu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.