Gönderi

SEN İSTANBULUMSUN
SEN İSTANBULUMSUN İstanbul’u hep sana benzetirim, Hem muhafazakar, hem dindar, hem egzotik, hem karmaşık, hem sarhoş, hem entel, hem gariban, hem şair, hem fakir, hem güzel, hem kötü yazılmış bir roman, Hem de olabildiğince seksi. Sen bazen, Bir batakhanesinde parmaklarında cigarası, rakı içen bir yosma, Bazen de Ayasofya’da dolanan bir turist. Sen İstanbul’sun. Sen var ya sen, ana avrat sövdüğüm gecelerimi bilirsin bilmeye de, gıkın çıkmaz, Sen tıpkı boğazda yanan tankere aldırış etmeyen İstanbul’sun, Sen katı kurallara bir rahibe gibi tapınan Beyoğlu tapınaklarıSIN, Sen kıyılarında denizlerinin püfür püfür estiği İstanbul’sun. İçinde kaybolacağım boğazın derin suları bizatihi sensin. Sanki ben varoşlarında yaşayan bir gariban, Sen havuzlu villalarında kadeh tokuşturan bir kahpe… Ben çaresizliğimin Müslüm Babası, Sen yarı yolda kalmış Ahmet Kaya. Sen iki yakasını bir araya getirmek için üzerine üç köprü yaptıran İSTANBUL, kalbimin dinmeyen yarası, Sözcüklerime dinamit koyup patlatan, Dizelerime giyotin indiren, Dünyanın en kudretli ve güzel kadınısın. Sen benim İSTANBULUMSUN… Abdullah Küçük
·
47 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.