Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Henri Bergson;bir gerçeği anlamak için, doğrudan doğruya sezgi yoluyla, idrak etmek gerekmektedir. Sezgi hic bir aracı gerektirmeden, doğrudan doğruya elde edilen bilgidir. Sezgiyi zihni bir çekim olarak tanimlamak mumkündur. Sezgi bir ihsas (ad) degildir. Çünkü bilgi işidir. Bir duygululuk meydana getirmez. O bir idrak da de ğildir. Sezgi, zahiri ve maddi tasavvur değil, batini bir düşünce şeklidir. Düşüncelerin ayrı ayrı parçaları halinde elde edilmez Fransız filozof Rene Descartes (1596 - 1650), sezgiyi akla bağlar. Alman filozufu Immanuel Kant (1724 - 1804) ise, onu: «Zihinde hazır bulunan ve.yaratılışta elde edilmiş bilginin vasıtasız olarak açığa çıkışı, belirişidir.şeklinde tarif etmiştir. Yine Fransız filozoflarından Blaise Pascal, (1623 - 1662) :Sezgi bir gönül ve sevgi işidir. Akil ülkesine ait sınırların bittiği yerde, gönül sevgisinin hudutları başlar. Mutlak gerçeğe akil ile değil ancak sezgiyle varılabilir» demektedir. sezgi'yi her türlü deney ve gözlemden önce "gerçeği bildirme vasfını" yan bilgi olarak tanımak gerekir. Çünkü sezgi: doğu ve batı mistik görüşünün gerçeğe varma yoludur. İslam tasavvufunda bu metoda mükaşafe(açık görünür duruma getirme) yolu denmektedir. Evet, işte bu yol, yani mantıklı düşünme yolu bir "sezgi"metodudur.Metafizik dünya görüşü, sezgi'yle, Alah'ın bahşettiği bir "ilham" anlamında kullanmaktadır. Bergson'un fikirlerine dayanarak bunu biraz daha açıklayalım:Sevgiden başka hiç bir yol bize tabiati anlatamaz.Çünkü gördüğüm âlem, yaratıcı tekâmül kanunları ile hareket etmektedir. Zira yaratıcı tekamül, keyfi (nitelikce) değişmeleri gerektirir. Materyalizm. bunu hiç bir zaman açıklayamaz.
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.