Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

335 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Ef-sa-ne
Sanırım okuduğum en iyi Cassandra Clare kitabıydı! Tabii ki, itiraf etmek zorundayım, bu konuda Wesley Chu'nun da büyük katkıları olduğunu düşünüyorum çünkü Cassie'nin Ölümcül Oyuncaklar serisinde (ilk üçleme için söylüyorum) konuşturduğu kalemden çok daha güçlüsünü okudum. Zaten basım sırasına göre, bu kitap, hem Ölümcül Oyuncaklar hem Cehennem Makineleri hem de Karanlık Sanatlar serilerinden sonra, 2019'da basıma girmiş ancak kitap, Ölümcül Oyuncaklar serisinin ilk üçlemesinin ardında geçtiği için, seriye ara verip, bu kitabı okudum. Yani, bu yüzden Cassie'nin bu kitabı yazarken kaleminin çok daha güçlendiğini tez elden görmüş bulunmaktayım. Gelgelelim, sadece anlatım mı gelişmişti? Hayır. Benim bu evrene dalış şeklim kesinlikle Malec hakkında gördüğüm editlerden kaynaklanıyordu. Diziyi, Malec için izlemeye başladım sonra, "Acaba kitaplar nasıl?" diye düşünerek kitapları parça parça sipariş etmeye başladım. Pek çok kişi, kitapları vasat buluyordu ve ergence diyorlardı. Kaldı ki, Ölümcül Oyuncaklar da yazarın ilk serisiydi ve amatörce olduğunu kabul edebilirim ve Clary'nin ergenliğinin kitabı ele geçirdiğini de itiraf edebilirim. Ancak, evrenin güzelliğini inkâr edemem. Bu evrenin içindeki en güzel çiftse, benim gözümde şimdilik Malec çifti. Bu kitabı bu kadar sevmemin nedeni de buydu zaten. Birbirlerini tanımaya çalışmaları, birbirleriyle vakit geçirirken, davranışlarını izleyip bunların ardında nelerin olduğunu görmeye çalışıyorlardı. Elbette bu romantizmin içine, bir de macera katmışlar ki sormayın. Soluksuz okudum. Zaten, Magnus'un parıltılı ve eğlenceli dünyasında olmaktan zevk alıyordum bir de bütün ciddiyet gerektiren olaylarda, "Ama hayatım, benim olayım bu..." girişleri yapmasıyla kitabı çok sevdim. Alec'in, "Yasa katıdır ama yasa yasadır," söylemini Magnus için karşısına alması, bütün Gölge Avcıları dostlarına karşın, Magnus'u korumaya çalışması çok inceydi ve ilişkilerinin bu ilerleyişini detaylı bir şekilde görmek beni çok mutlu etti. Ayrıca, kitap öyle bir yerde bitti ki ikinci kitabını okumak için kuduruyorum ama tahmin edersiniz ki... Sevgili Cassie'ciğimiz, "En Büyük Lanetler" adını verdiği bu seriyi, yazarken kitaplardaki boşluklara yaymış. Mesela, serinin ilk kitabı Kırmızı Büyü Yazmaları, Ölümcül Oyuncaklar'ın ilk üçlemesinden (Kemikler Şehri, Küller Şehri ve Camlar Şehri'nden) sonra geçiyor. Serinin ikinci kitabı olan Kayıp Ak Kitap ise, son üçlemeden (Düşmüş Melekler Şehri, Kayıp Ruhlar Şehri ve Cennet Ateşi Şehri'nden) sonra geçiyor. Oradaki olay bu kitabın devamı olacak ama elbette ki araya son üçlemedeki ayrıntılar da gireceği için ilk önce Ölümcül Oyuncaklar serisini tamamlamam gerekiyor... Ama arkadaşlar, sonu öyle bir bitti ki... Merakımdan cidden kuduruyorum. Ek olarak, aslında Kemikler Şehri'ne başladığım kadar beklentisiz başladım ben bu kitaba. Wesley Chu katkısını görünce, biraz Harry Potter ve Lanetli Çocuk kitabında olduğu gibi bir fanfic okuyacağımı düşünmüştüm fakat öyle bir şey değildi. Onun kadar vasat bir şeyle karşılaşmadığım için aşırı mutluyum. En azından bu serinin dik duran bir Magnus Bane imajı vardı. Kesinlikle, çok daha enerjik ve sağlam bir kalemle, Magnus'un unutmaya çalıştığı, karanlık geçmişini gizlemek için kullandığı eğlenceli kişiliğin kalp kırıklıklarını Alec'e açtığı; Alec'in kendi içsel hesaplaşmaları arasında Magnus'a karşı duyduğu sevginin harlandığı harika bir kitaptı. Canım sıkıldıkça açıp bakarım ben bu kitaba... :')
Kırmızı Büyü Yazmaları
Kırmızı Büyü YazmalarıCassandra Clare · Artemis Yayınları · 2020121 okunma
·
367 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.