Gönderi

156 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Öyküseverler buraya lütfen Bugün size günümüz öyküsüne farklı bir boyut kazandıran Emin Gürdamur’un “Yasak Ağacın Altında” adlı öykü kitabından söz etmek istiyorum. Kitap beş uzun öyküden oluşuyor. Özellikle kitaba ismini veren son öykünün uzunluğu öykü temayüllerinin dışında. 55 sayfa… Ölüm, yasak, suç, özgürlük gibi kavramları öykülerin eksenine oturtuyor yazar. Geleneksel söylemin izlerini taşıyan anlatılara şiirsel dil eşlik ediyor. Emin Gürdamur, ilk okuyuşta anlaşılması zor öyküleriyle yaratıcılığın kapılarını zorluyor, okuru farklı bir evrene taşıyor. “Ölümcül Dalgınlıklar” adlı ilk öyküde trende sıkışıp kalan kadın ve adam var. Adam, kadına hayran. Kadın, dalgın ve tepkisiz. Zaman belirsiz.Mekân da öyle…Kadın ve adam sırf kendi hayatlarıyla yüzleşmemek için çıkıp başkalarının hayatlarını kurcalıyorlar. “İnsan kendisiyle yüzleşmemek için binbir türlü vehimle, envaiçeşit canavarla yüzleşir. Gider asırlar öncesinden kalma bir taşı kaldırır, altındaki akreple yüzleşir. Ama kendisiyle yüzleşemez.” “Şeyhin Kalbi” isimli öyküde rüyanın ardında yolu günaha çıkan bir şeyh anlatılıyor . Elinde asası ile diyar diyar gezen şeyh, en son vardığı kapıda Maria’ya rastlıyor ve ona olan aşkı yüzünden bildiği her şeyi unutuyor. Günaha davet, onu bir anlamda özgür kılıyor. Kalbi tarafından hapsedilen şeyh, kaybetmeye mahkûm olduğunu biliyor. “Makas Payı” adlı öyküde yazar üstkurmacadan yararlanıyor. Makas, bir karakter gibi hikâyenin kurgusuna dahil ediliyor. Böylelikle eşya, hikâye kahramanın yalnızlığının, geçmişten kopma isteğinin anlatımında etkili rol oynuyor. “Hesap Günü” bir “deli”nin ağzından anlatılan, ölüm izleği üzerine kurulan çok farklı ve güzel bir öykü. Yazar, öykü boyunca noktalama işareti kullanmıyor. Kitabın son öyküsü “Yasak Ağacın Altında”da İşlemediği bir suç yüzünden hesap veren bir adam yer alıyor. On yıl hapiste kalan adam, hapisten çıktıktan sonra öfkesini, sanrılarını ve kederini de yanına alıp çocukluğunun geçtiği dede evine sığınıyor. İtaate karşı bir başkaldırı, esarete karşı özgürlük, yasaklara karşı erkin var öykülerde. Kalıplara sığamayan insanın taşma hâli, bastırılmış duyguların dışa vuruşu söz konusu anlaşılması zor anlatılarda. Sık sık ölülerin dünyasını ziyaret ediyor yazar. Dirilerden umudu kesince ölülerden mi medet umuyor yoksa “eyy ahali ölüm var unutma!” mı diyor bilmiyorum ama bildiğim bir şey var: Eğer öykü okumayı seviyorsanız Emin Gürdamur ile tanışmalısınız.
Yasak Ağacın Altında
Yasak Ağacın AltındaEmin Gürdamur · Ketebe Yayınları · 202191 okunma
·
337 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.