Gönderi

“Taçsız-Tahtsız Kraliçe/ Eyşe Şan”
... Yine hüznü kırk doğuran bir kadın, bir sürgün, hiç geri dönülemeyen bir şehir, kucaklanamayan bir anne ve kanser.. “Diyorum ya hayat güzel, kadınlar çirkin.” ... Saçı, makyajı , kıyafetiyle ünlenmeye çalışan kadınları değil, erkek zihniyetine karşı boyun eğmeyen , kötülük içinde filizlenerek baş kaldıran kadınları örnek alın, sevin.. Eyşe Şan' ın öyküsüne Fatma Savcı'nın bir dizesiyle başlamak istiyorum: “ Kirasê min î ji lehiyekê fesilandî di eşqek dilmayî de rizî. ------------------ Ölçüsünü bir taşkından almış fistanım, incinmiş bir aşkta çürüdü.” ( Fatma Savcı, Danê Baranê) Aşk herşey olabilirdi ne de olsa: Bir insan, Yaradan, sanat, müzik.. O çiçekli fistanını müzikle çürütmüştü. Ama çiçekleri sesine takmıştı. Ondandır onu dinlerken penceremdeki çiçeklere dalarım... .. Dengbej bir babanın kızı Eyşe Şan, saatlerce sıkılmadan babasının sesini dinler, büyülenirdi. O şarkı söyleme hayaliyle yaşarken küçük yaşta evlendirilirken ilkin öldürüldü. Boşandıktan sonra kadınların şarkı söylemesinin günah sayıldığı Diyarbakır' ı şarkı söyleyebilmek için terk eder, ama bi daha ölüsüde dahil kavuşamaz memleketine. Annesine kavuşamaz, şehrine kavuşamaz. Yine etekleri hasret dolu bir kadın, kalbi kırık bir kadın... Daha sonra 1963 yılında İstanbul’a giderek Kürtçe ve Türkçe şarkılar seslendirdiği konserler verir. Kürtçenin yasak olması nedeniyle Türkçe ağırlıklı iki kaset sonrasında da Kürtçe kasetler yapar.Kürtçe okuduğu şarkılardan dolayı ciddi baskılarla karşılaşır ve 1972 yılında Almanya’ya giderek sürgün hayatı yaşamaya başlar... Ayşe Şan, kardeşleri ve akrabalarının ölüm tehditleri sebebiyle doğduğu ve çok sevdiği Diyarbakır’ı bir daha göremez. Bir tek annesi onu sahiplense de akrabaları izin vermediğinden, ölümünden önce son kez onu görmek isteyen annesinin isteğini yerine getiremez, annesinin mezarını da bir kez olsun ziyaret etmesine izin verilmez.. ...Ayşe Şan, cenazesinin Diyarbakır’a defnedilmesini vasiyet etmesine rağmen bu isteği gerçekleşmez... . Eyşe Şan için bir daha sarılın annenize, ama bu defa daha sıkı olsun..
··1 alıntı·
2.671 görüntüleme
Ronahî okurunun profil resmi
Çok güzel yazmışsın kardeşim :) Bir insanı , bir kadını anlamak ve acısını hissetmek öyle kolay değildir. İnanıyorum ki insanların acısını yaşamın boyunca anlayıp , anlattıracaksın. Başarılar dilerim , yolun açık olsun Rozê 🌸
Rozerîn okurunun profil resmi
Acıları beraber anlayıp, iyileştireceğimiz yada dayanamayıp ağlayacağımız günlerimizde olacak,biliyorum. Yolumuz açık olsun, öyle diyelim🌹
1 sonraki yanıtı göster
pessoalone okurunun profil resmi
Annem makyaj yapmaz ama, çirkin bir kadın değildir. Tam aksine güzeldir; yüreğiyle, insanlığıyla, cömertliğiyle. Hayat dediğimiz şey somut değildir. Gözle görülemez, elle tutulamaz, dolayısıyla çirkin olan ne hayattır ne de kadındır. Çirkin olan erkektir; kadını güzel olması gerektiği algısıyla yargılıyorsa, çirkin olan kadındır; erkeği yakışıklı olması gerektiği algısıyla yargılıyorsa. Bunların hiç önemi yok demiyorum ama bir insanı illa yargılayacaksak, öncelik beden güzelliği değil; ruh, ahlak ve vicdan güzelliği olmalı. İlla bir sıfat takacaksak güzel veya yakışıklı değil, yüreği güzel demeliyiz. Nitekim, Eyşe Şan çirkin bir kadın değil, çok güzel bir kadındır yüreğiyle, boyun eğmeyişiyle, ve ruhunun güzelliğini sesiyle yansıtan dengbejleriyle. Ve yalnızca kadınların değil, tüm yüreği güzel insanların aynasıdır..
Rozerîn okurunun profil resmi
Yorumun için teşekkürler . Orada 'kadın çirkindir' derken ironi yaptım, kadının konulduğu kalıbı belirttim . Beden güzelliğini kastetmedim.
4 sonraki yanıtı göster
Rozerin Şahin okurunun profil resmi
Yürekten yazdığın ne kadar da işlemiş satırlarına.Yüreğine sağlık
Rozerîn okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🌹😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.