Gönderi
O, tehlikenin en güzel haliydi...
İlk kitap Takip'te temelleri atılan Brenna ve Jake'in hikayesini aşırı merak etmiştim. Yazar, 'nefretten doğan aşk' üzerinden eğlenceli, tutkulu ve dozunda klişenin olduğu bir kitap yazacak diye bekliyordum. Ancak hayal kırıklığına uğradım.
Brenna staj yapmak için gittiği görüşmede işi alabilmek için Jake ile sevgili olduğunu söylüyor. Çünkü görüşme yapmaya gittiği kişi, Jake'in anlaşma imzaladığı takımın büyük hayranı. Söylediği yalanın sonuçlarıyla yüzleşmek için Jake'e her şeyi anlatıp kendisiyle sahte bir randevuya çıkmasını istiyor. Ancak Jake, Brenna'nın sahte randevu istediğini bir şartla kabul ediyor; karşılığında gerçek bir randevu!
Aslında aşırı merak edilen bir noktadan çıkıyor kitap. Brenna ve Jake kendine güvenen ne istediğini bilen karakterler olması da bir diğer artı oluyor. Ancak beklenen ile ortaya çıkan aynı olması. En azından benim için.
Kitap dümdüzdü. Tek bir duygu bile yoktu kitapta. Brenna'nın yaşadıkları, Jake ile aralarındaki o tutkulu kimya falan hiç geçmedi bana.
Okuması eğlenceli hatta kahkaha attıran arkadaşlar, üniversite parti ortamları ve hokeycilerin hafif edepsiz konuşmaları asla yoktu kitapta. Tek gülümseten yer Hollis'in olduğu sahneydi. Normalde Briar hokeycilerinin diyalogları bile kahkata sebebiyken Harward'lı grup aşırı sıkıcıydı. Zaten kitap sadece Brenna ve Jake'den oluşuyordu. Öyle ki ikisinin de sıkıcı hayatı beni bir yerden sonra boğdu. Yarısına geçtikten sonra ise kendimi kitabı okumaya zorladım.
Takip'ten sonra daha ateşli ve tutkulu bir kitap beklemiştim Risk'i. Çok ciddi ve içinde asla duyguların olmadığı bir kitap olmuş. Ama Hunter'in hikâyesi için birazcık beklentim yüksek. Özellikle ettiği yeminden ve Hunter'in fırlama kişiliğinden sonra istediğim eğlenceli sahneleri bir sonraki kitapta bulacağıma inanıyorum.
·
1,038 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.