Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
5/10 puan verdi
·
122 günde okudu
Aklım duygunun ağır basmasını izin vermiyor. :3
Öğrenci olan Anselmus, Lindhorst ve burada gerçek dünyaya bağımsız bir paralel dünya olan Atlantis’li kızı Serpentina'ya olan sevgisi tarafından şiirin harika dünyasıyla tanıştırılır. Karşılarında dar görüşlü filistler (Filistinizm “üyeleri”), müdür yardımcısı Paulmann ve bir meclis üyesi ile evlenmek isteyen kızı Viktoria ve kayıt memuru Heerbrand var. Archivarius Lindhorst'un bir zamanlar şiirin sihirli aleminden yasaklandığını ve ancak kızlarını evlendirirse oraya geri dönebileceği ortaya çıkıyor. Öğrenci Anselmus sadece Serpentina ve Veronika arasında seçim yapması gerekmez, aynı zamanda gerçek dünya ve şiirler ütopyası Atlantis arasında seçim yapması gerekir. Böylelikle eserin amacı, şiirin harika dünyasını kasvetli gerçekliğin yanında başlı başına bir dünya olarak sunmak, bir dünyadan yüz çevirip ötekine dönüşü yaymak ve darkafalıları körlükleriyle tanınabilir kılmaktır. E.T.A Hoffmann bu esere masal diye hitap eder. Almanyanın romantik çağının çok bilinen ve damga vuran eserlerin biridir. Seveni çok, eleştireni de. Ben kendimi eleştiren taraftar olarak görüyorum bu eserde. Benim için temel sorun, şiir dünyası ile gerçek dünya arasındaki keskin çizilen sınırdır. Burada şiir dünyası, şairin gerçekle yüzleşmek yerine sığındığı dünyevi olmayan bir sığınak haline gelir. Ve aynı zamanda gerçek dünya, herhangi bir şiir yeteneğinden mahrumdur. Bu eser hümanist eğitim ve felsefeyle alay eder gibi bir izlenim aldım. Nasıl diye soran olursa, şu şekilde anlatmak isterim. Kitaptaki Filistler Cicero okur, ama aynı zamanda “darkafalı” olarak tanımlanır. Gerçeklik ve şiirin sentezinin büyük olasılıkla başarılı olabileceğini iddia eden temelde hümanist eğitim ve felsefe değil midir? Birini ya da diğerini ihmal etmeden her ikisini - hem şiiri, hem akılı- sentezlemek sanat olurdu. Gerçekliği kaybedip, sadece şiirsel bir fantezi de yaşamak fazla abartı olmak yanında, gerçekdışı. Kitabı kötü kılan bir sorun mu bu? Değil, çünkü yazar burada şiirin ve sanatın önemini vurgulamak istiyor. Yinede dediğim gibi, şiir ve rasyonalite arasındaki keskin ayrımı beğenmiyorum. Akıl ve duygu burada zıttır. Halbuki insan ikisine sahip ise, ikisi arasında uyum sağlaması gerekir. Bence manevi hayatın şiirsel, coşkulu, duygusal yönleri söz konusu olduğunda, bu eser varlığımızın bu ihmal edilmiş yönünün hoş bir hatırlatıcısıdır. Ancak, bu tek taraflılıklarda durmak yanlışın ötesidir. Herkese yine de iyi okumalar diliyorum. :)
Altın Çanak
Altın ÇanakE. T. A. Hoffmann · Can Yayınları · 2021384 okunma
·
659 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.