Gönderi

72 syf.
·
Puan vermedi
Camus’nün Yapıtlarında Tersi ve Yüzü ’nün Yeri “Şu saatte, tüm ülkem bu dünya. Bu güneş ve bu gölgeler, bu sıcak ve havanın derinliklerinden gelen bu soğuk: her şey gökyüzünün tüm doluluğunu acıma duyguma doğru boşalttığı bu pencerede yazılı olduğuna göre, ölen bir şey var mı, yok mu, insanlar acı çekiyorlar mı, çekmiyorlar mı diye düşünmem gerekir mi? Şunu söyleyebilirim, az sonra da söyleyeceğim: önemli olan insanca ve basit olmak. Hayır, gerçek olmaktır önemli olan, hepsi girer bunun içine, insanlık da, basitlik de. Ve ben dünya olduğum zaman değil de ne zaman daha gerçek olurum ki? Daha ben istemeden yerine getirilmiş her şeyim. Ölümsüzlük şuracıkta, bense onu umut ediyordum. Mutlu olmak değil artık dileğim, yalnızca bilinçli olmak. Bir adam çevresine dalmış, bir başkası mezarını kazıyor: nasıl ayırmalı onları? İnsanları ve saçmalıklarını? Ama işte gökyüzünün gülümsemesi. Işık kabarıyor, yaz pek mi yakın? Ama işte sevilmesi gerekenlerin gözleri ve sesi. Tüm devinimlerimle dünyaya, bütün acımam ve tüm minnetimle insanlara bağlıyım. Dünyanın bu tersiyle yüzü arasında bir seçim yapmak istemiyorum, seçmesini sevmem. İnsanlar açık görüşlü ve alaycı olmamızı istemiyorlar. ‘Bu sizin iyi olmadığınızı gösterir,’ diyorlar. Ben arada bir bağlantı göremiyorum. Birine aktöreye ters düştüğünü söylediklerini duyarsam, kendine bir aktöre bulma gereksiniminde olduğunu anlarım bundan; birine usu küçümsediğini söylediklerini duyarsam, kuşkularına katlanamadığını anlarım. Hile yapılmasını sevmem de ondan. Büyük yüreklilik, ölüme olduğu gibi ışığa da gözlerini kırpmadan bakabilmektir.” Okuduğumuz parça, kış güneşinin altında bir pencere önünde düşüncelere dalan, ama bu düşünceler arasında hiçbir zaman doğrultusunu şaşırmayan, tam tersine, uslamlamasının her yeni dönemecinde, yaşam gerçeğini biraz daha açık, biraz daha yalın bir biçimde kavramayı başaran bir anlatıcı çıkarıyor karşımıza: yirmi iki yaşında, yoksul ve ünsüz bir genç adamın, 1935-1936 yıllarının Albert Camus’sünün yayınladığı küçük denemenin: Tersi ve Yüzü ’nün anlatıcısı. Bu nedenle bu süsten uzak, kısa ve duru tümceler, Roland Barthes’ın “ak yazı” diye adlandırdığı şeyin kusursuz bir örneğini sunan bu anlatım, “ışık”, “gök”, “güneş”, “sıcaklık”, “basitlik”, “açık görüşlülük”, “bilinçlilik” gibi sık sık beliren bu izlekler karşısında şaşırmamak zor: Camus’nün son yapıtlarının da ayırıcı nitelikleri bunlar. Oysa, söylemek bile fazla, bir yazarın daha ilk yapıtında kendini bulduğu, kendini söylediği enderdir. Yolunun başında, kendini ve yapıtını uzaklarda görür genellikle, yazını bir yaşama biçimi değil, yaşamadan öte bir şey olarak gördüğü, yapıtının çıkış noktası bir deney, düşünce, duygu bütününden çok, başkalarının yapıtları olduğundan, başkalarının sesini yeni baştan duyurmaya çalışır. Kendi öz yapıtlarını verinceye dek belki de uzun ve çileli bir olgunlaşma sürecinden geçmesi gerekecektir. Yukarıdaki küçücük örneğin de gösterdiği gibi, Albert Camus’nün böyle bir dönem geçirmemiş ender yazarlardan biri olduğu söylenebilir. Daha ilk yapıtında kusursuzluğa eriştiğini söylemek istemiyorum. Hiç kimsenin etkisinde kalmadığını da söylemek istemiyorum. Jean Grenier’nin, André Gide’in etkisinde kaldığını, her ikisinden de çok şeyler öğrendiğini, ayrıca Malraux’ ya, Kafka’ya, Tolstoy’a, Melville’e hayranlık duyduğunu kendisi söyler. Ama bu etkiler, bu hayranlıklar hiçbir zaman ayağını yerden kesmemiş, içinde kendi dünyasından, yani hep gözlerinin önündeki somut dünyadan ayrı bir dünya görüntüsü doğmasına yol açmamış, kısacası, Camus kendi kendinden hiçbir zaman uzaklaşmamıştır. Yapıtları arasındaki sıkı bağıntı bunun sonucudur. İlk yapıtı Tersi ve Yüzü ’nün önemi de onun bu özelliğinden ileri gelir. Bu kitabın 1958 baskısına yazdığı önsözde kendisi söyler: her sanatçının ta içinde, benliğini ve dilini yaşamı boyunca besleyen tek bir kaynak vardır, onun kaynağı da Tersi ve Yüzü ’dür. Tersi ve Yüzü ’de beliren yüzler ve görünümlerdir. Gerçekten de, Camus’nün daha sonra yazdığı birçok yapıtında Tersi ve Yüzü ’nün, bu “yoksulluk ve ışık evreni”nin, derin izleri görülür. Bu küçük kitapta dile getirilen duygu ve düşünceler, ufak söyleyiş değişiklikleri bir yana, sonraki kitaplarında da karşımıza çıkar sık sık. Tahsin Yücel'in incelemesinden bir kısım. Kesinlikle okunması gereken bir kitapla beraber.
Tersi ve Yüzü
Tersi ve YüzüAlbert Camus · Can Yayınları · 20145,5bin okunma
·
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.