Gönderi

99 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 20 hours
Bu kısa ve derin kitap bizlere insanın iyi olmak yolunda düştüğü safsataları merkeze alarak birçok farklı konunun da felsefesini yapıyor. Popülist fikirleri, genel yanılgıları alaycı bir dille ele alması açısından
Yerleşik Düşünceler Sözlüğü
Yerleşik Düşünceler Sözlüğü
kitabıyla benzerlik gösterse de, İyideki Kötü daha spesifik ve derin bir yaklaşıma sahip tabii. Konular çeşitli başlıklar altında bölümlenmiş, bu konular içeriğinin zenginliğine karşın çok sade bir dille ele alınmış. /// Spoiler 1. Güven: İnsanın atadan kalma ezeli düşmanı Buradaki söz konusu güven, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde de bahsetmiş olduğu, temel fizyolojik ihtiyaçlardan hemen sonra gelen güvenlik ihtiyacının psikolojik-zihinsel veya genel bir ifade ile soyut boyutunu kapsıyor diyebiliriz. İnsan asla net olarak cevaplayamayacağı bir sorunun ısrarla peşine düşerse güvensiz hissedecektir. Burada yazar ölüm korkusuyla kişinin yaşadığı güvensizlik psikolojisi içinde yaşamdan hiç zevk almayacağı hatta bu korkunun yazgısını kaçınılmaz sona hızla yaklaştırabileceğini söylüyor. 2. Bir şeyin iki katı, iki kat daha iyisidir Genel bir sanrı olarak bu düşünce, birçok örnekle başarılı bir şekilde anlatılmış. Bunlardan bir tanesi, hava olaylarından - şimşek, yağmur gibi- uzay roketlerini korumak amacıyla bir hangar yapmayı düşünen söz konusu uzmanların girişimi. Devasa bir hangarla uzay roketi korumak fikir olarak mantıklı gibi görünse de böyle bir hangar yaptıktan sonra, bu büyüklükte bir boş hacim kendi iklimine sahip olabileceği görüldükten sonra aslında tam bir felaket dönüşmüştür. Sonuçta kaçınılan durumun tam da içine düşülmüştür. Kısacası 'nicelik, niteliğin sadece bir parçasıdır' ve niceliksel bir reçete her zaman doğru çözüm olmaz. 3. İyideki kötü En çarpıcı konulardan biri. Burada temelde başkasının iyiliğini düşündüğü için(!) karşısındakinin ne düşündüğünü umursamaksızın ona bir şeyler dayatan insanın yarattığı durumdan bahsediliyor. Bu aynı zamanda bir demokrasi problemidir ve yazar burada tam da işin ehlinden Karl Popper'dan yararlanıyor. 4. Olmayan yani yok sayılan üçüncü yol Maniheist yaklaşıma sert bir eleştiri bölümü. Kısacası bir şey illa ya iyi ya da kötü olmak zorunda değildir diyor yazar. Her zaman üçüncü bir yol vardır ya da yaratılmalıdır. Evet şartlar bizi bazı durumların içine sokabilir ve karşımıza seçmekle yükümlü olduğumuz iki yol çıkabilir. Ama çoğunlukla bu bir yanılgıdır, bizler insan olarak kendi kararlarını verebilen, bir bilince sahip varlıklarız. Daha iyisini veyahut daha doğrusunu yapmak bizim elimizde. Verilen örnek: bir savaşta düşmanların birbiriyle bazı yazısız anlaşmaları vardır. Örneğin noelde kimse kimse ateş açmaz gibi. Ya da sınır bekçileri, karşı tarafın düşmanlarına öyle olur olmadık ateş açmaz. Bu böyle sürüp giderken bir tarafın komutanı bu olaya sinirlenip askerlere bunu yapmanın düşmanla işbirliği yapmak olduğunu söyleyip kesin emir verir. Görünen o ki asker ya karşı tarafa gerektiğinde ateş açacak ve böylelikle karşılıklı kıyımlar meydana gelecek ya da ateş açmayıp emre itaatsizlikten yargılanma riskine göze alacak. Fakat askerler buna bir çözüm bulup ikisini de yapmıyor, karşı tarafın askerlerini gördüklerinde karambole ateş ediyorlar böylelikle hem emre uyup hem de kimseyi öldürmeyip bu kendilerince imzalanan kutsal anlaşmaya saygı gösteriyorlar. 5. Gelgelelim iyiliğini başlattığı zincirleme tepkimeye Evet, tam olarak başlıktan anladığınız. Yine başarılı örneklerle anlatılmış bir bölüm fakat incelemeyi uzatmamak adına buraya eklemiyorum. 6. Sıfırlanmaz toplamlar oyunları Bu ifadenin kasıt kısaca, bir oyunda bir kazanan olması için bir kaybeden olması gerekir yani her zaman ya kazanan olacaksındır ya da kaybeden. Bazı insanların hayata böyle yaklaşır. Günümüz gelişmemiş toplumlarında-bizde de- sık karşılaşılan bir durum. Daha kısacası saf çıkarcılık ahlaki düzeyinde olan kişiler. Bu mantık dahilinde savaşlar, kavgalar, iş yerindeki hırs mücadeleleri vs. ortaya çıkar. Oysa ki her iki tarafın kazandığı yollar da vardır. Karşılıklı iyilik düşünülerek çok daha güzel noktalara varılabilir. Demokratik ve totaliter devletlerin dış politika yaklaşımları buna örnek gösterilmiş. Totaliter devlet daha en başta diğer devletleri kendine tehdit olarak görür ve sadece kendinin daha iyi olmasını ister. Fakat demokratik ülkeler karşılıklı çıkarlar doğrultusunda daha uzlaşmacı yaklaşımlar sergiler. 7. 'Senin ne düşündüğünü çok iyi biliyorum.' Bir problemi çözmenin ilk aşaması problemi tanımlamaktır. Aynı şekilde insan ilişkilerindeki karşılıklı problemlerin çözülebilmesi için aynı paydada buluşulması gerek. Yani ikimize göre farklı olan bir sorunun ideal çözümüne beraber ulaşmamız mümkün olamaz zaten. Çözümsüzlük yaşadığımızda empatiyi kullanarak her şey halledebiliriz. Kuru ve içi boş bir seni çok iyi anlıyorum sözü bizi hiçbir yere götürmez. 8. Şu güzel dijital dünya İki önemli şeyden bahsedilmiş. Dijitalleşmeyle inansın bilgisayar olmaya adım adım yaklaştığını ki bu olumlu anlamda söylenmiş. İkincisi de insanın duyarsızlaştığını. 9. Düzensizlik ve düzen 10. İnsancıllık, tanrısallık, canavarlık 11. Hüzünlü Pazar 12. O bu mu?
İyideki Kötü
İyideki KötüPaul Watzlawick · Ayrıntı Yayınları · 2000110 okunma
·
180 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.