Gönderi

71 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 9 hours
Romantizm Akımının Öncüsü Novalis'in Aşk Dolu Kısa Yaşamı: Mahrem Günce
“Şu düşünce o kadar berrak canlandı ki zihnimde: Artık bilimsel ve sair en güzel uğraşlar bile beni bu dünyada tutamaz. Ölümüm gerçek bir fedakârlık, en yüceye karşı duygularımın kanıtı olacak; bir kaçış ya da bir son çözüm değil. Ayrıca şunu da fark ediyorum ki, benim yazgım, bu dünyada ulaşmamak hiçbir şeye; tam tomurcuklanırken yaşam, marufta –ve de kendimde- en güzel şeyi keşfetmeye henüz başlamışken, ayrılmak her şeyden. Kendimi yeni keşfediyor ve bunun tadını çıkarıyorum; işte tam da bu yüzden gitmeliyim.” –
Novalis
Novalis
Romantizm akımının öncülerinden ve geride bıraktığı eserleriyle klasikleşen bir yazar/şair Novalis. Gerçek ismi Georg Philipp Friedrich Freiherr von Hardenberg olan, eserlerinde Novalis mahlasını kullanan şair, 1772’de doğdu ve 1801’de öldü. Novalis’in 29 yıllık kısa yaşantısı oldukça çalkantılı geçti. Henüz 22 yaşındayken aşık olan şair, 1794’te tanıştığı 13 yaşındaki Sophie von Kühn’le birkaç ay sonra 1795’in mart ayında nişanlanırlar. Nişanlanmalarının ardından sevgilisi Sophie’de hastalık belirtileri başlar ve verem teşhisi konur. Babası Novalis’e tuz madeninin yönetiminde iş bulur fakat Novalis’in aklı her zaman biricik sevgilisi Sophie’dedir zira hastalığı daha da kötüye gitmekte ve Novalis bu durumdan bir hayli etkilenmektedir. Nişanlarının 1. yıl dönümünde yüzüğüne “Sophie, koruyucu ruhum” ifadesini kazıtır Novalis. 1796’nın ortalarında Sophie, dönemin hekimleriyle ünlü şehri Jena’ya giderek ameliyat olur fakat 1797’nin başlarında durumu ölümcül bir seviyeye ulaşır ve henüz hayatının baharındayken ölür. “Onunla birlikte bütün dünya öldü benim için. O zamandan beri ait değilim buraya.” Bu cümleden de anlaşıldığı üzere, Sophie’nin ölümü Novalis’i derinden sarsar. Duygusal bir kişiliğe sahip olan ve aşık olduğu kadınla bir ömür geçirme hayalleri kuran Novalis’in bütün hayatı darmadağın olur. Sevgilisinden 1 ay sonra ise kardeşi Erasmus’u da kaybeden Novalis, ancak o zaman Sophie’nin mezarını ziyaret edebilecek gücü kendisinde bulur. Mezarını somut bir şekilde görüp ölümünü iyice kabullenmesinin etkisinden midir bilinmez, bu ziyaretin hemen 2 gün sonrasında günlük tutmaya başlar Novalis ve uzun bir süre de bu “yaşama uğraşı”nı devam ettirir. Günlüğünün adı “
Mahrem Günce
Mahrem Günce
”dir. Ülkemizde ilk defa 2017 yılında Kırmızı Kedi Yayınları tarafından
Mehmet Barış Albayrak
Mehmet Barış Albayrak
çevirisiyle yayımlanan bu günlük, şairin hayatına ışık tutar. Onu “
Geceye Övgüler
Geceye Övgüler
” isimli eşsiz şiiriyle tanıyan hemen herkesin büyük bir saygı duyduğu aşikârdır. Bu şiirinde Novalis geceye ve aşka övgüler düzer. Sevgilisi Sophie’yi kaybetmesinin ardından kaleme aldığı bu uzun şiirinde oldukça hisli bir şekilde sıralar dizelerini ve ortaya duygu yüklü bir metin çıkar. Romatizm akımının öncü eserlerinden olan Geceye Övgüler, bireysel acıların olağanüstü bir şekilde dışavurumudur şüphesiz. “Yalnızca onun hatırasında gerçekten iyi hissedebilirim kendimi.” Sophie’nin ölümünün ardından düzenli olarak günlük tutan yazarın bütün duygu değişimlerine tanıklık ederiz. Henüz acısı tazeyken daha yoğun duygularla yazdığı belli olsa da, bu durum, 1 yıl sonrasında değişecektir zira Novalis, Julie von Charpentier isimli başka bir kadınla nişanlanacaktır. Uzun bir süre günlüğünü tarihlerle değil, Sophie’nin ölümünün üzerinden geçen gün sayısıyla tutmaya devam eden Novalis’in sonradan bu rakamları kullanmadığını da görürüz. “Sophie’m olmadan ben bir hiçim. Onunla ise her şey.” diyen şair ilk zamanlarda daha günlük olaylara dayalı tuttuğu güncesini daha sonra daha edebi bir dille tutmaya devam eder. Bu süreçte yaşadığı her şeyi titizlikle aktarır. Edebiyat ve felsefe okumalarından bahseder, gün içinde yaptığı şeylerden, yazdığı metinlerden, konuştuğu insanlardan ve gittiği yerlerden bahseder. Günlükte dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise Novalis’in sürekli “karar” kelimesini kullanması. Bununla kast ettiği şeyin intihar olduğu eleştirmenler tarafından sıkça dile getirilir çünkü Novalis, sevgilisi Sophie’nin ardından artık yaşamak istemediğine karar vermiştir ve yaşadığı her gün, nihai hedefine yaklaştığının da habercisidir aynı zamanda. Sonrasında Julie ile tanışan şairin bu “karar”ından vazgeçip vazgeçmediği net olarak bilinmese de, tıpkı ölen sevgilisi gibi tüberküloza yakalanan Novalis de 1901 yılında Julie’yle de evlenemeden hayata veda eder. Güncesinin birkaç yerinde iyileşme ve hayata devam etme umudundan bahsetse de, psikolojik olarak yıprandığı belli olan Novalis’in verem tedavisine geç karar verdiği ve bu durumun da onu ölüme yaklaştırdığı söylenir genelde. “Acıyı ve kederi taşımayı daha iyi öğrenmeliyim.” der yine şair günlüğünün bir yerinde. Aslında intihar etmeyi kafasına koymasına rağmen, acıyla baş etmenin yollarını da aramayı sürdürür. Devam eden hayata bir yerlerden dahil olma çabasıdır bu kuşkusuz.
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
,
Friedrich Schiller
Friedrich Schiller
ve
Friedrich Schlegel
Friedrich Schlegel
başta olmak üzere Alman şair ve yazarlarla dostlukları olan Novalis bir yandan da şiir ve roman yazmaya devam eder, felsefi düşüncelerini geliştirmeyi sürdürür. “Sadakatim ve hatıralarımda mutlu olabilirim.” diyen yazarın hemen her gün Sophie'yi düşünmesi ve hatıralarında kaybolması muhtemelen günlüğü okuyan herkesi etkileyecek kısımlardan. Hatta aşk ve ayrılık yaşayanları daha fazla etkilemesi muhtemeldir. Günlük okumak her zaman zordur. Kültür dünyasına hizmet etmiş kişilerin geride bıraktıkları günlükler mahrem bilgilerle dolu metinlerdir ve tıpkı mektuplarda olduğu gibi yazan kişinin dünyasının en ince ayrıntısına dek gözler önüne serer. Novalis'in güncesi de işte yine bu güncelerden biridir. Keyifle okunmaz fakat okunduğunda yazar ve eserleri hakkında daha detaylı bilgiler elde edilir. “Genç bir şair gibi, sevinç içinde öleceğim.” cümleleriyle ölümü kucaklayam Novalis'i tanımanız dileğiyle. Geceye Övgüler'le başlayıp sonrasında günlüğünü okumanız daha iyi bir tercih olacaktır. Özel bir şiir olan
Geceye Övgüler
Geceye Övgüler
'den satırlarla son noktayı koymak istiyorum: "Yıldızların dünyası akar, Dönüşür yaşamın altın şarabına, Varacağız onun tadına Ve parlak yıldızlar olacağız. Özgür bırakıldı sevgi, Ve ayrılık da yok bundan böyle. Yaşam, tüm gücüyle, Dalgalanmakta sonsuz bir deniz gibi."
Mahrem Günce
Mahrem GünceNovalis · Kırmızı Kedi Yayınları · 2017153 okunma
··
1,235 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.