Dava, bankada çalışan Josef K. adlı karakterin bir sabah tutuklandığını öğrenmesiyle başlar. Sonrasında ise bu tutukluluk sürecinde gelişen olaylar anlatılır. Kitapta yaratılan hukuk sisteminde açılan davaların gerekçelerini sanıklar hatta savunma avukatları dahi bilmemektedir. Dava açılan birey, tüm yaşantılarını en ince detayına kadar gözden geçirmekte ve dava açılma olasılığı olan olaylara ilişkin tamamen tahmine dayalı bir savunma hazırlamaktadır. Dava sürecinde hangi suçtan yargılandığını bilmeyen sanıktan başkaldırmadan bu sürece kendini teslim etmesi beklenmektedir.
Mevcut hukuk sistemi kendi içinde sonsuz opsiyonlar barındırmaktadır. Hiçbir şeyin kesinliği bulunmamaktadır ve her durum gerçekleşebilme ihtimalini taşımaktadır. Gerçekleşmeyeceği kesin olan tek şey gerçek beraattır. Zira daha önce gerçek beraat ile sonuçlanan örnek bir vakanın varlığı bilinmemektedir. Dava sürecinde hiçbir durumun kesinliği yoktur. Her durum zıttı ile aynı oranda gerçekleşme olasılığına sahiptir ve yargılanma sonucu birtakım rastlantı silsilesine bağlıdır. Ne olacağı önceden kestirilememekte fakat ne olmayacağı kesinlikle bilinmektedir.
K. kendisine dava açıldığını öğrendiğinde bunu fazla ciddiye almaz ancak kendisine yapılan muamelenin birçok insana yapıldığı gerekçesiyle sürece direnir. Yabancısı olduğu bir sistemi tanımaya başlayan K., içinde bulunduğu durumdan nasıl kurtulabileceğini bulmaya çalışır. Davası hakkında çevresindeki insanların hepsinin bilgi sahibi olduğunu, davranışlarının değiştiğini ve kendi saygınlığının azaldığını fark eder. Kurtuluş yolları arayan K. içine düştüğü hukuk sürecinin çıkmazlığıyla yüzleşir. Kendisine dava açılan bireyin hiçbir şekilde eski yaşamına geri dönüşü olmadığını fark eder. Sistemin bireyden beklediği halihazırda bulunan koşulları kendinden öncekiler gibi yeniden üretmesidir. K. gibi başlangıçta sistemi tanımayanlar kendilerinden beklenen adımları takip etmeyerek, direnebileceklerini düşünebilirler. Ancak sistemin bireye galip geldiği görülmektedir.
Yargılama süreci tüm yozlaşmasıyla kendisini var etmeye devam ettirirken toplumdan yararlanmaktadır. Kitabı okurken bir noktada çevresindeki herkesin K.’nın direncini kırmaya ve sistemin bir parçası haline getirmeye çalıştığını görürüz. Bununla birlikte sistemin en önemli idame ettiricilerinin avukatlar olduğu açıkça görülmektedir. Bu noktada avukat Huld ve tüccar Block arasındaki ilişki, yargılama sisteminin avukatlar aracılığıyla sanıklara benimsetilmesinin örneğini oluşturmaktadır. Avukatların sanıklara dilini anlamayacağı metinleri okutması, kafa karıştırıcı ifadelerle konuşması yargılama sürecini gizemli, bilinmez kılmakta ve sanıkların kafalarını karıştırmaktadır. Sanıklar bu süreçte bilmedikleri bir dünyayla karşılaşmakta, bu dünyada kaybolmaktadırlar ve kendilerini avukatlar aracılığıyla sisteme teslim ederler. Zaten her sanık belli bir yıldırma sürecinden sonra pes etmeyi kabul etmekten başka bir çare bulamamaktadır. Avukatın “…çoğu zaman özgür olmaktansa zincire vurulmuş olmak daha iyidir.” ifadeleriyle K.’ya anlatmak istediği pes etmesidir. K.'nın yardım almak için başvurduğu herkes, onu müphem bir sürecin beklediği ve asla kurtuluşu olmadığı konusunda uyarmakta ve onun direncini adım adım kırmaktadır. Sürecin belirsizliği, ihtimallerin çokluğu gibi unsurlar ve verilen mücadeleyle istenilen sonuca hiçbir zaman ulaşılamayacağı söylemi K.'nın pes etmesinde etkin rol oynayan faktörlerdir. Kitabın ilk sayfalarından itibaren her adımını öncesinden planlayarak hareket eden K.’nın süreç içerisinde mantıklı çözümlemeler yapamaz hale gelmesi, öncesinde kendinde bulduğu savunma gücünü zamanla yitirmesi oluşturulmuş sistemin başarısını okuyucuya kanıtlamıştır.
Tüccar Block kitapta ilgimi en çok çeken karakter oldu. İzlediğim içeriklerde, okuduğum kitaplarda genellikle bir karakteri diğerlerinden daha fazla odağıma almayı severim. Dava’da Block yargılama sisteminin dönüştürmek istediği insan profilini temsil etmektedir. Kendisi 5 yıldan fazla bir süredir yargılanmaktadır ve sürecin tüm aşamalarına hakimdir. Küçük kurnazlıklarla kendini bir şekilde tatmin edebilse de tamamen iradesini avukatın ve yargıçların ellerine bırakmış, kimliğini yitirmiştir.
Kitaptaki mekanlar çoğunlukla az aydınlatılmış, karanlık ortamlar olarak tasvir edilmiş ve diyaloglarda gizemli bir hava bulunuyor. Kitap bu yönüyle gerilim ögeleri içerse de olay örgüsünde akıcılığa sahip değil. Dava’nın en beğenmediğim tarafı anlatımı oldu. İçerisinde yer alan ifadelerin pek çok yerde komplike bir hal aldığını söyleyebilirim. K.’nın karşılaştığı karakterler genellikle aynı konular üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Sistem benzer minvaldeki sorunlara maruz bırakarak bireyin direncini kırdığı için yazarın sistemin yöntemini okuyucuya geçirmek için bu yola başvurduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu durum kitabın okunmasını zorlaştırmış. Kitapta yer alan iki kadın karakterin de benzer özellikleri ön plana çıkarılmış, kadınlara tek bir rol biçilmiş.
Bunlar dışında iletmek istediği mesajlar ile severek okuduğum bir Kafka kitabı oldu.
Keyifli okumalar.