Gönderi

700 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
"𝓖𝓮𝓷𝓬 𝓲𝓭𝓮𝓪𝓵𝓲𝓼𝓽𝓵𝓮𝓻𝓲𝓷 𝓿𝓮 𝓱𝓪𝔂𝓪𝓵𝓬𝓲𝓵𝓮𝓻𝓲𝓷 𝓵𝓪𝓯𝓵𝓪𝓻𝓲." "𝓓𝓾𝓷𝔂𝓪𝔂𝓲 𝓱𝓪𝔂𝓪𝓵𝓬𝓲𝓵𝓮𝓻 𝓴𝓾𝓻𝓽𝓪𝓻𝓲𝓹 𝔂𝓮𝓷𝓲𝓭𝓮𝓷 𝓲𝓷𝓼𝓪 𝓮𝓭𝓮𝓬𝓮𝓴." "Fırtınalar İmparatorluğu", Sarah J. Maas'ın "Cam Şato" serisinin 5. kitabı. Ve sanırım en sevdiğim kitaplarından da. Seriyi ikinci okuyuşumda ilkinde ne hissediyorsam yine aynen hissettim. En altta spoilerlı olarak çok sevdiğim iki sahneyi yazacağım ve özellikle o kısımlara bayıldığımı söyleyebilirim. Uzun bir süre sonra çoğu karakteri bir arada görebilmek bence çok güzeldi. Birbirleriyle ilişkilerini okumak ve önceden bahsi geçenleri daha yakından tanımak... Bunlar dışında aksiyon yönünden fazlasıyla okuyucuyu doyuran da bir kitaptı bence. Oldukça kalın olmasına rağmen okurken hiç sıkılmayacağınıza eminim. Sahnelerin yazılışı ve betimlemeler o kadar yerli yerindeydi ki kendinizi her şeyi gözünüzde canlandırırken buluyorsunuz. Sanki kitabın bir filmi çekilmiş de onu izlemişsiniz gibi. Aslında bu serinin çoğu kitabında da böyle. Tüm karakterlerin zihninizde bir karşılığı, tüm mekanların teninizde bir dokunuşu oluyor. Bu kitapta artık tüm dünyaya yaşadığını ve onlar için savaşacağını haykıran Aelin Ashryver Galathynus'un - adını yanlış yazdıysam kusuruma bakmayın, kitabın içindeki kadar hatalı değildir- kendine ve saray meclisine müttefik arayışını, halkını kurtarışını okuyoruz. Ama bununla sınırlı değil. Aynı zamanda Aelin'in ve hatta Elena ve Gavin'in, Brannon'ın bile geçmişte yaşadıklarını öğreniyoruz ve birçok şey aydınlığa kavuşuyor. 4. kitap oldukça iyi bir yerde bitmişti, Chaol ve Nesryn'i 6. kitapta görmek üzere ayrılmıştık Dorian ise kral olmuştu. Her şey bizlere "Artık basitleşecek, vay, çözüme bir adım yaklaştık, yaşasın, artık bir umut var!" havasında gelmeye başlamıştı ki bu kitapla yazar her şeyin yeni başladığını ve karakterlerin acı çekmeye yeni başlayacağını gösterdi. Kral ve kraliçe olmak o kadar kolay mı? Manon ve Elide'e ne olacak, yıllardır ortalarda olmayan suikastçı bir kraliçeye kim itaat edecek, Lorcan neyin peşinde, Aedion sadık mı kalacak, Lysandra'nın yeri neresi, Rowan'ın tek olayı Aelin'in sevgililiği mi? "Gölgeler Kraliçesi"nde eski defterler açılmaya başlamış ilk olarak Arobynn'i görmüştük, bu kitapta ise defterin sayfaları biraz daha aralanıyor. Sonu ise bir sonraki kitabı acilen okumanız için sizi itekliyor. Ne yazık ki 6. kitapta bu kitapta okuduğumuz karakterlerden pek bir haber alamayacağınızı size söylemeliyim. Eğer benim gibi bu kitabı çok sevip devamını merak ettiyseniz ve "Şafak Kulesi"ni özellikle de Chaol'un davranışlarından sonra okuyasınız yoksa çok da üzülmeyin -ve evet 7'den önce 6. kitabı mutlaka okumalısınız- ben de ilk okuduğumda öyleydim ama bir şekilde yepyeni bir imparatorluk ve yepyeni karakterler görmek sizi bir şekilde mutlu edecek ve onlara alıştıkça ve hikayedeki yerlerinin önemi anlaşıldıkça onlara da bağlanacaksınız ve o zaman "Kül Krallığı" sizin için tamamen bir şölen olacak. Tüm bunlar dışında bu kitapta sevmediğim iki önemli şey var. Birincisi yazarla ilgili. Ne yazık ki Sarah J. Maas "Dikenler ve Güller Sarayı" serisinden de bildiğimiz üzere erotik sahneler yazmadan duramıyor. Ama bu seride bence bunun yeri olmamalıydı ve bu kitaba kadar yokken gayet de seri iyi ilerliyordu. Yaş sınırı +16 gibi olabilecekken bu kitap, sınırı +18'e yükseltiyor. Ve açıkçası serinin genelinde böyle bir hava yokken bu kitapta bu kadar uygunsuz sahneler görmek bence absürt oldu. Şahsen serinin genel havasına uymadığını ve ilk kitaplarda olduğu gibi bu olayların geçiştirilerek anlatılabileceğini düşünüyorum. Tabii kimine göre de bu sahneler kitaba ayrı bir hava katmış olabilir, bilemem. Ve karakterler neden bu kadar kusursuz denilebilecek kadar yakışıklı ve güzel? Hadi fiziksel olarak bazılarının kusurları ya da eksikleri var ama neden yüzleri feci derecede muhteşem? Hadi feyleri ve cadıları anladım ama bari insanlar daha sıradan olsaydı. İkincisi ise kitabı hazırlayanlarla ilgili. Yani ne diyeyim bilmiyorum, en azından benim elimdeki baskıların korkunç derecede kötü olduğunu söyleyebilirim. Karakterlerin adı defalarca yanlış yazılmış, bazı kelimelerde eksikler var. Hele son 100 sayfada o kadar yazım hatası var ki sanırım kitabı hazırlayanların da heyecandan elleri ayaklarına dolaşmış. Hala yerine haşa yazılmış, bir yerine ir, Aelin yerine Aekin, Lorcan yerine Rocan, Aedion yerine Adion... Yani bunların bir defa değil defalarca tekrar ettiğini ve daha da çeşitli olduğunu düşünün. Ve bunu geçtim direkt olarak o sahnede olmayan karakterler varmış gibi yazılmış ya, ne diyeyim ben? Yani kim bir kitapta Ahmet, Ayşe'ye şöyle dedi yerine; Fatma, Mehmet'e şöyle dedi falan yazar ki! Resmen bazı sahneleri anlayabilmek için zihin yormanız gerekiyor. SPOİLERlı kısma gelecek olursam da. Kitabı genel olarak çok sevsem de özellikle iki sahnesi çok iyiydi. Birini yüzümde yamuk bir sırıtışla diğerini ise gözlerimde yaşlarla okudum. İlki Aelin'i Korsan Rolfe'un odasında gördüğümüz sahneydi. Bence oldukça keyifli ve zekice yazılmış bir sahneydi. Diğeri ise kitabın artık ennn sonunda Aelin Maeve'in eline geçtikten sonra Galan, Sessiz Suikastçılar ve Ansel'ın, Enda ile birliklerini Aelin'in ordusuna katmalarıydı. Aedion'ın Aelin'e çıkıştığı için üzülmesi, Rowan'ın Aelin'in onu kral yapmak için evlendiklerini ve eş olduklarını fark etmesi, yine Aelin'in Wyrd anahtarlarını çaktırmadan Manon'a vermesi, Lorcan'i bile pişman edecek şekilde Elide için kendini feda edişi ve ne bileyim, Maeve ve Aelin'in karşılaştıkları ilk anda itibaren o kıyıdaki sahne bence çok iyiydi. Yazarı tebrik ederim hem çok iyi bir son hem de karakterinin zekasını ve yeteneğini, dostlarına ve ülkesine olan sevgisini gösterebileceği iyi bir kurguydu. Sizlere keyifli okumalar diliyorum ve seriyi beğeneceğinizi umuyorum...
Fırtınalar İmparatorluğu
Fırtınalar İmparatorluğuSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20181,113 okunma
·
1,063 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.