Merhaba kitap severler :)
Geçtiğimiz aylarda severek okuduğum 
Geçmişin İzinde - Şifre kitabının devamı olan 
Geçmişin İzinde 2 kitabının yorumuyla geldim bugün.
İlk kitapta Dr. Ramsden’nın kanlı mektubunu okurken bıraktığımız Selim ve Benedict’i, o mektubun şifrelerini çözmek ve anı değiştiricinin mucidine ulaşmak için gittikleri Amsterdam sokaklarında buluyoruz. Küresel ısınma ve okyanustan gelen dev dalgalarla mücadele içinde olan 2062 Amsterdam’ında bir yandan evsizlerin sorunlarına çözüm ararlarken, bir yanda da yeni tanıştıkları Gerno’nun sırlarını çözmeye çalışıyor kahramanlarımız.
Peki, kim bu Gerno?
Ben, yazarın gerçekçi anlatımını özellikle de gelecek hakkındaki fikirlerini çok seviyorum. Okuduğum çoğu bilimkurgu kitabından daha gerçekçi bir dünyanın kapılarını açıyor bize. Öyle ki, sanki bir zaman makinesine atlayıp geleceğe gitmiş ve döndükten sonra da orada gördüklerini yazmış gibi. Bu kitap da ilki gibi geçmiş ve gelecek arasında ilerliyordu. Anı değiştirici Selim’i bu kez imkansız aşkıyla yaşadığı anılara, 2032’nin Üsküdar’ına götürüyor. Kitaplarda romantizmi çok sevdiğimden, bu kısımları daha fazla sevdiğimi söyleyebilirim. Zaten ikinci kitapta aksiyon bir tık azalmış, yerini aşka bırakmış gibiydi sanki. Böyle söylüyorum diye kafanızda çook romantik, aşk dolu bir kitap canlanmasın ama. Aksiyon dolu bir bilimkurgu kitabında ne kadar aşk olabilirse o kadar vardı. Yazarımız her şeyi yerinde ve dozunda ayarlamıştı zaten. Hiçbir şey eksik ya da fazla gelmedi bana. Sadece kitap biraz yavaş ilerliyor- ya da ben bu seriyi biraz yavaş okuyorum, bilmiyorum. :D Onun dışında söyleyebileceğim olumsuz hiçbir şey yok. İkinci kitabı da ilk kitap gibi büyük bir keyifle okudum. :)
Bilimkurgu okumayı seviyorsanız eğer kesinlikle #Geçmişinİzinde serisine bir şans vermelisiniz.
Cihan Ormancı
··
163 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.