/Derin
Sesim kısıldı
Derinliğine dalmakla çıkıp kurtulmak bir yanılgı mı
Oysa yeşil mavi ve havada gri ne kadar derin
Oysa topu topu birkaç saat
İnsanlara sorsan çok az
Ama düz görülen zaman ne kadar derin
İnsanların duvar ördüğü kuyu
Ufacık yerde bile ne kadar derin
Koşarken çarptığım duvarların
İçinde sıkıştığım sandığım sanrının
Sabrın o daracık alanı
Ve zamanla beraber kıskacı
Ne kadar derin
Bilmelisin
Aczimi itiraf ediyorum
Derinlik denince insan alta bakar ne garip
Oysa yüceler ne kadar derin
Bilmelisin seni ben koydum derine
Şairlerin ve yalancıların hayranlığı ordadır
Günlerdir beklediğim ateşle bitap düştüm
İçimde kıvranan bir tohumun çatlamasıdır
Tohum için bir karış ne kadar derin
Tohum için toprak
İnsan için zaman
Kalbimin çevresinde sen
Bir bilsen ne kadar derin
Sesim kısıldı
Bozbulanık bir yanılgı değil inan
Dupduru sarhoş edici bir derinlik
Cehaletle dört köşe karanlık değil inan
Ne zor karanlığı derinlikten ayırmak
Gözlerine bak bilmelisin
Bilmek ne kadar derin
İnsan sarmalanandır
Bu büyük bir tarif değil
Zaman yer ve her şey
Kayıtsız kaldıklarımız bile
Zaman ne kadar derin
Yer ne kadar derin
Gök ne kadar derin
Tutuyorum ismini gönlümün ucunda
Bir uçurum gibi başım dönüyor
Gönlüm mü isminin burcunda
Unutsam tüm isimleri
Yine de kalır senin ismin
İsmin ne kadar derin
Gözlerinin rengini yitirdim
Artık dokunamıyorum perdelere
Yine de gözlerinin ardında tüm düşlerim
Öylece karşımdasın
Yön ne kadar derin
Kaybolmak ne kadar derin
Derinlik bahsinde aksak kalır kelimeler
Oysa sana yürümek bir kalp ritmidir
Yaklaşmak ne kadar derin
Susuzluktan sonra bir ağaç gölgesidir
Anne kucağı hayattan azadedir
Anne kucağı gibi gülüyorsun
Bu kadar lütfu çok görme kendine
Hayatı çözüyorsun anılarımda
Bilmiyorum bu nedir
Bilmemek ne kadar derin
Kusurları farket noksan neymiş nasılmış
Takılma kurtul bu bir aldatmaca de
Duymadan beste
Görmeden şiir yazabilir insan
Noksan ne kadar derin
Damla damla bitmek bir yanılgı mı
Bu yangında nasıl diri kalırsın
Kaçtıkça yakınlaşmak senaryo mu
Beyazın kusuru mu siyah
Zıtlık ne kadar derin
Titrek yapraklar gibi
Bir sıtma anı yaşarken insan
Geceler insanı emerken
Kusarken geçmişi ve kaygıyı
En acı notasında kesintisiz enstrüman
Gençler ilk defa dayak yerken bir geceden
Beklemek ne kadar derin
Bu dünyada dalsız kalmak
Emanet oturmak toprağa bile
Bir taşın ucunda yetim gibi
Bütün yönlerden uzaklaşmak
Kimseyi misafir etmemek kıyılarında
Kimseyi yanaştırmamak kuyularına
İnsan ne kadar derin
Sesim kısıldı
Gizemler var her şeyde
Bu boğucu gürültüde
Düşlerin düşüşlerin ardında
Esma ne kadar derin