Gönderi

Yorum Yok İnsanlığın Ağlama Tarihi – Birinci Ders PaylaşTweetİğnelePostaSMS  Bilal Can’ın uzun zamandır beklenen şiir kitabı Hece Yayınları aracılığı ile okuyucularla buluştu. Uzun zamandır beklenen diyoruz, çünkü şiir serüveni yıllardır devam eden Bilal Can’ın, üretken bir kalem olarak birçok dergide şiirleri yayınlanmış, yayınlanmaya da devam ediyor. Şairin, “insanlığın ağlama tarihine bir giriş” kitabı, 15 yıllık şiir serüvenin bir sonucu olarak okurun karşısına çıktı. Dergilerde yayınlanan şiirlerinin bu kitaptan kat kat fazla olduğunu, onu takip eden biri olarak söyleyebilirim. Şiir kitaplarının bu kitap sonrasında peş peşe geleceğini düşünüyor ve en az bir şiir sandığının olduğunu da hayal ediyoruz. Şiirle birlikte şiir üzerine de düşünen ve yazan Bilal Can, ülkemizde eksikliğini yaşadığımız kitap eleştirisi üzerine büyük gayretleri olan da bir isim. Bu alanda “Kebikeç: Kitaplara Kitaplardan Bakmak” adlı kitabını örnek gösterebilirim. Şiir ve Toplumsal Gerçeklik Şiirin belirli bir kuşak içerisinde değerlendirilmesi hem belirli bir soruna hem de çözümleme kolaylığına neden olsa da, Can’ın 2000 kuşağı içerisinde yer aldığını belirtmemiz gerek. Şiirin hayattan bağımsız olamayacağı gerçeği de yaşanan olayların bir şekilde edebî eserlere işlediği muhakkak. Can da sosyoloji eğitimi dolayısıyla topluma, olaylara ve olgulara sosyolojik perspektifle bakma çabasını şiirle sürdürmüş ve ortaya toplumun tüm katmanlarına nükseden seslerin bir tür yansıması çıkmıştır. Şiiri ana damar olarak alan ve bunu farklı okumalarla zenginleştirip muhayyilesi olan şiirin peşinde olan şair, toplumsal gerçekçilik üzerinden hareketle işlediği şiirlerine hep felsefî bir zemin arayan ve bunu şiirden de vazgeçmeden yapmaya çalışan “zorlu şiirlerin” şairi olarak anılabilir. Şiir başlıkları bile onun şiire yaklaşımının bir özeti gibidir: avlularında hiroşima geçen çocukluklar kent ritüelleri insanlığın ağlama tarihine bir giriş üç beş modern zaman seansı hayatın tüm nesneleri bergson felsefesine bir katkı morituri te salutamus ölüm bilgisi dersi elan vital in stadu nascendi yeni gelenler için ölüm bilgisi dersi insanın ve özlemin sosyolojisine dair 18. yüzyıl prelüdü “insanlığın ağlama tarihine bir giriş” adlı eser, şairin şiirleri arasında tematik bağlamında birbirine yakın olan şiirlerin bir toplamı niteliğindedir. Bu eser şair, olay ve olgular üzerinden insanı, toplumu, toprağı, değişim ve dönüşümü şiir biçimiyle irdelemiştir. Şiirlerine hâkim olan felsefî zemin, her ne kadar bazı şiirlerin anlaşılmasını zorlaştırsa da -özellikle latince kavramlar- şiirini büyük emek verilerek oluşturulduğunu göstermektedir. Edebiyat eserlerinin sosyolojik olgu olduğu (Can, 2017) tespitinden hareketle edebiyat ve sosyoloji ilişkisi üzerine de çalışmaları bulunan Can’ın şiire olan yaklaşımı bu bağlamda oluşmuştur. Şiirini oluştururken estetik, ses ve anlam bağlamını kopartmadan Bergson’un ortaya koyduğu “elan vital” olarak anılan “yaşam atılımı” adlı felsefî yaklaşımını bir nevi şiirle şerh etmeye çalışması, şiire olan yaklaşımının bir tür özeti niteliğindedir. Türk edebiyatında Bergson etkisinin en çok görüldüğü isimlerden biri olan Tanpınar’ın da, şiir ve hafıza (Demir, 2019) bağlamında üzerinde durduğu bir konudur bu. Sonuç olarak; Bilal Can’ın üçüncü kitabı olarak yayınlanan ve ilk şiiri kitabı olan “insanlığın ağlama tarihine bir giriş” adlı bu güçlü eseri, Türk şiiri adına son zamanlarda yapılan en önemli katkılardan biridir. Şairin şiir mirasını okurlarla buluşturması, şiirin bir tür şuur hareketi olduğu gerçekliğini de kanıtlar niteliktedir. Serdar Kocabaş Can, B. (2017). Kentle Kavga: Mustafa Kutlu Öykücülüğünde Mekân. İstanbul: İzdiham Yayınları. Can, B. (2021). İnsanlığın Ağlama Tarihine Bir Giriş. Ankara: Hece Yayınları. Demir, Z. (2019). Bergson felsefesi ışığında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirinde zaman. Nosyon: Uluslararası Toplum ve Kültür Çalışmaları Dergisi – Nosyon: International Journal of, 1-20
·
145 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.