Gönderi

İŞTE SİZE BİZİM MİLETLİ ANAKSİMANDROS!
Anaksimandros hakikaten hâlâ yaşamaktadır. İnsanlığın ufuklarını açıp büyük keşif gezilerini yapanlar, bir Kolomb, bir Vasco de Gama, bir Macellan; Ay'a insanı gönderen büyük bilimciler; pratik faydaları arasında olan kömürü, petrolü, nükleer yakıtları insan emrine verenler , çiçek, verem, kuduz, felç gibi insanlığı kemirmiş hastalıkların aşılarını bulanlar; kısacası, modern insanı insan yapan bilimi yaratanlar, bundan 25 yüzyıl önce mütevazı Milet'te yaşamış olan büyük memleketlimizin ortaya attığı akılcı eleştirel yöntem yardımıyla ve onun bizlere aşıladığı, insan zekâsının yüceliğine ve insan yeteneğine duyulan sınırsız bir güvenle, onun 2500 yıl önce Anadolu'nun Ege kıyılarında çekinmeden tutuşturmuş olduğu ilerleme meşalesini yanar tutan kimseler olarak, Anaksimandros'u yaşatmaktadırlar. Bizi Anaksimandros’un “ne” bulduğundan çok “nasıl çalıştığı” ilgilendirmektedir. Bir insan nasıl olur da bir ömür içinde bu kadar çok verimli ve orijinal olabilir, bu kadar çok fikir üretebilir, bu derece kendinden sonra gelenlerin yolunu aydınlatabilir? Burada sanırım cevap Anaksimandros'un insan aklına duyduğu eşsiz bir güven içinde çekinmeden varsayım üretip, aynı cesaretle bu varsayımları gözlemin acımasız sınavından geçirmiş olmasıdır. Anaksimandros kuşkusuz eserlerini, varsayımlarını kendinden sonra gelecekleri de içeren daha geniş bir çevrenin sınamasına sunabilmek için kaleme almıştır. Cesur varsayımlar, geniş kuramsal düşünce çatıları ve bunları acımasızca eleştirmeye el veren akılcı, hür bir ortam olmadan verimli gözlem yapılamayacağını, Anaksimandros'un tek başına kendinden önceki binlerce yıllık insanlık tarihi esnasında alınmış olandan daha çok yol alabilmiş olmasından anlıyoruz. Anaksimandros "haklı olmak” veya “gerçeği bulmuş olmak” iddiasında değildir. Onun yöntemi, yanlışı, duyularının kendisine bildirdiklerini aklın süzgecinden geçirerek ortaya çıkartmak, amacı da içinde daha az yanlış barındıran bilgi sistemleriyle ileriye gitmek, elinde taşıdığı bilim bayrağını bir sonraki koşucuya elden geldiğince daha az yanlışla, fakat daha verimli varsayımlarla yüklü olarak verebilmektir. Anaksimandros’un 25 yüzyıl önce Milet'te başlattığı koşu, hızı artarak dünyanın uygar köşelerinde sürmektedir. Onun aziz hatirasına memleketlileri olarak lâyık olabilmek, onu ve öğretisini unutmamak, işte bu koşuya katılmakla mümkün olacaktır. Kim bilir, Türkiye'nin yetiştirdiği ve yetiştireceği bilimciler bir gün belki gene Milet'te toplanarak bu büyük memleketlimiz adına bir anıt dikecekler, insanlığa bilime dayalı uygarlığı hediye etmiş bu büyük insanoğlunu gelecek nesillerin daha iyi hatırlamasını ve anlamasını sağlayacaklardır.
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.