"Yeniden sabah olacak ve
Su ile dolu bu kabın üzerine
gökyüzü gelecek." - Sohrab Sepehri -
yağmurkuşu
sen kırmızı bir gülümsemenin ardı
akşın bir kanat seliyle çığılan sabah
hüznü tekvinle akran
adem ve havvadan beri
değişmeden kalan yazgısı insanın
ve o dolgun çoğalmanın muştusu
ötüşünle toprağıma düşen tohum
nasıl da vurdu uykumu
eskiydim kayıptım toz toprak içindeydim
vakit geceydi ki kendi kendini doğuran
tıkırtıya varmayan bir inatçı suskuydum
bir halatın sesi yürürdü duvarlarımda
boynumla çağırdığım kuşkusuzluk
paslı kelebekler gibi dolaşırdı boşlukta
sonra ansızın bir şehrâyin
coşkulu bir ağıt gibi
geçti damarlarımdan
sesin karışınca sulara
sesin, o kadim gündüz
bir kentle yürüdü ölmüşlüğüme
bin elle saçlarımı soydu yaşından
penceremden bir sızdı ki sorma
ceplerime doldurduğun aydınlık
kelimelerden bir bahçeye düştüm morlu yeşilli
en güzel bir dilsizliği aldım
koydum seninle aramıza
gümüş tırnaklarındaki gökyüzüyle
bir düşü bir denize sessizce yakıştırdım
bizim bir ağrımız var böyle uyuruyanık
tenin toprakla barışı gibi sessizce duyumsanan
ve her damla kanda bir dikenle sınanan
onu bir çocuk uykusu gibi seveceğiz
pekiştirip tekliğimizi gökle suyla güneşle
çoğulluğu tozuyacağız sokaklarında yüreklerimizin
dile gelecek yaprağı ağaçla konuşturan
yaşamı ölümle tamamlayan ayet
onu ve her şeyi bir çocuk uykusu gibi
sevelim sevmeliyiz seveceğiz
ve susma sen yağmurkuşu
ki susarsa ötüşünün ıslak cümlesi
bir gül
bir kuytuda
bir tüfekle
vurulacak.
Dosto'nun Müridi