Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
"Güneşten ağır ağır gölgeye geçilir gibi, pek de anlamadan akşam olur gibi, ışıklı, neşeli bir yüzden kederlere geçti Aziz Bey. Kederli bir mazisi oldu. Burnu havada, başı dikti hep. Başka türlü yaşamayı beceremediyse de, o gece Haliç'in kirli sularına bakarken anladı ki aslında hep öyle sanmış. Oysa şiddetle yanılmış. Ve yine anladı ki hayatı zaten tümüyle bir yanılgıymış." Aziz Bey, çatık kaşlı, sert mizaçlı, huysuz babanın; babasının elinden oldukça çekmiş çilekeş bir ananın tek evladıdır. Çocukken, dedesinin vakitsiz ölümüyle birlikte, oldukça iyi çaldığı tamburu babasına kalır. Dolabın üstünde unutulmaya yüz tutmuş tambur Aziz'in elinde oyuncakken, zamanla odasının baş köşesinde yerini alır. Aklı bir karış havada, hovarda, oldukça yakışıklı Aziz Bey, sürekli kavga halinde olan babasının tüm çabasına rağmen okumaz. Cankurtaranlık, dolmuş şoförlüğü vs. çeşitli işler yapar, kazandığını da meyhanelerde yer. Güzeller güzeli Maryam'a deli gibi âşık olur. Aklını başından alır Maryam. Gecesine gündüzüne sığdıramadığı Maryam ise aynı duyguları beslemez Aziz Bey'e. Mayram'ın Beyrut'ta kürkçü dükkânı olan hali vakti yerinde amcasının çağırmasıyla ailece Beyrut'a taşınırlar. Bu Aziz Bey için yıkım olur. Çalıştığı işyerlerinde dalgın ve düşünceli hali, son işyerinden de kovulmasına neden olur. Evde kıyamet kopar. Babası binbir hakaretle oğlunu evden kovar. Kapının yüzüne kapanmasıyla geriye dönüşü olmayan hadiseler yaşanır. Maryam'la mektuplaşmaları onu Beyrut'un sıcağına götürür. Umduğunu bulamaz Aziz Bey. Soğuk ve ilgisizdir Maryam. Parası tükenir. Yapayalnız olduğu şehirde aç susuz kalır. Tek yoldaşı tamburudur. Yine hicran ile gün bitti, güneş battı gönül. Yazık, ümit seni bir gün daha aldattı gönül. Bu nağmeler kaldığı otelin duvarlarında çınlarken, dilini anlamadığı kâtibin içine işler. Alır Aziz Bey'i, İstanbullu Toros'un meyhanesine götürür. Hemen o gece çalışmaya başlar. Ümitlerin tükendiği anda elinden tutar kaldırır Toros. Maryam'ı hiç unutamaz. İçindeki derin yarayla, sızıyla yaşarken, Maryam bundan habersizdir. 6 ay sonra döner Beyrut'tan. Eski hovarda Aziz Bey'in yerini Tamburi Aziz Bey alır. En şaşaalı döneminde Vuslat çıkar karşısına. Evlenirler. Ahhh kadersiz Vuslat. Babasının annesine yaşattığı sevgisizliği o da Vuslat'a yaşatır. Yıllar geçer. Yaşlanırlar. "Vuslat kırgın kalbi taşımaktan yorgun" düşerken, "Aziz Bey'in de zirve yılları biter." Sonrası mı? Belki üzüleceğiniz, belki de kızacağınız bir son bekliyor olacak sizi... Aziz Bey Hadisesi, Ayfer Tunç'la tanışmam için şahane bir kitap oldu. Novella tarzında, 88 sayfalık uzun bir hikâye aslında. Harap edilmiş bir hayat hikâyesi. Yeşilçam filmlerinde de çokça rastladığımız karakterlerden Aziz Bey. Günübirlik yaşayan, aşk acısı çeken, yaralı, kendi yarasını bir başkası üzerinde kapamaya çalışan, bencil, mahzun "boşa geçmiş hayatlar üzerine yapılandırdığı öykü evreninin en hüzünlü, en gerçek kişisi". Ben dilini, kurgusunu, cümlelere sığdırdığı derin anlatımındaki sadeliği, anlaşılırlığı çok sevdim yazarımızın. Gururla söyleyebilirim ki, son yıllarda edebiyatımıza damga vuran Nermin Yıldırım, Irmak Zileli, Şebnem İşigüzel, Nihan Eren gibi genç yazarlarımızın kaleminin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha duyumsattığından aşkla okudum kitabı.❤
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,5bin okunma
··
144 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.