Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
2/10 puan verdi
·
3 günde okudu
ÖZENSİZ, DEĞERSİZ VE BASİT BİR ÇALIŞMA İÇİN İNCELEME
Gazete, dergi, internet ve benzeri süreli yayınlar için hazırlanmış yazılardan dönüştürlen kitaplardan oldum olası hazzetmem, onlardan uzak durmaya çalışırım. Zira bu tür yazılar çoğunlukla ayaküstü hazırlanmış, özensiz, yanlı ve popülisttir. Kitap ise özen, ciddiyet, araştırma, inceleme ve tabi emek ister. Kitabın "Türkiye'nin Linç Rejimi" gibi bir adı olunca en azından Cumhuriyet dönemindeki iktidar / devlet destekli linçlerin ele alınacağı, bunların sebepleri ve sonuçlarının inceleneceği gibi bir kanaate kapılıyorsunuz ister istemez ama öyle bir durum yok. Tanıl Bora bu kitabında "Razgrad, Vagonli, Hatay olayı, Tan Matbaası, 6/7 Eylül" başlıklarını kullanmış ama 6/7 Eylül ve Gezi Eylemi linçleri dışında hiçbir linç hadisesini incelememiş. Yani Türkiye'nin Linç Rejiminden bahsediyorsunuz ama başlık olarak verdiğiniz "Razgrad, Vagonli, Hatay olayı, Tan Matbaası" olaylarına bile yer vermiyor, İzmir Suikasti, Menderes ile arkadaşkarının, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılması, 28 Şubat'da başörtülülere uygulanan üniversiteler ve kamu kurumlarına gibi adli, hukuki linçler aklınıza bile gelmiyor. Maraş, Çorum, Madımak linçlerine hiç değinmiyorsunuz. Kitabın sonuna bolca yüksek sesle müzik ve gürültü terörüne yönelik müdahaleleri "Kürtlere karşı linç" diye değerlendirmiş ki, bu düpedüz yazarın kendi kendine bir saygısızlığı, kışkırtıcılığının ilanı gibi bir durum. Zira, bu saldırıların pek çoğunda saldırıya uğrayandan ziyade saldıran taraf mağdur. Yanı başınızda bir inşaat, araba veya camiden, müzik/ezan/sala adı altında sürekli olarak yüksek sese/gürültüye maruz bırakılıyor, taciz ediliyorsunuz. Maganada sokağı, caddeyi kapatıp düğün adı altında terör estiriyor, havaya ateş açıyor... Bunlara karşı şikayet mercileri, yani kolluk, hukuk, devlet sizi korumuyor... Vatandaş ya evini, yurdunu terk edip gidecek veya, toplayabildiği kadar insan toplayıp bu teröre, eşkıyalığa karşı müdahale edecek. Bunun adı "linç midir?" Evet ama bunlara müdahale vatandaşın görevi değil. Yasalarımıza göre suç olmasına rağmen, görevi olanlar bu eşkıyalığı, bu haydutluğu suç olarak görmediği için, vatandaş müdahale etmek zorunda kalıyor. Evet, Türkiye'de devleti çetlerin, mafyanın ele geçirmiş olmasından, yargı, yürütme ve yasamanın işlememesinden ötürü gücü yeten gücü yetene saldırıyor, malına mülküne el koyuyor ama bu kitap ve yazarı sanki bunlardan hiç haberi yokmuş gibi, sadece iki olayla Türkiye'nin linç rejimini anlattığını zannediyor. Sonuç olarak: Herkesin cehaleti farklı farklı ve çoğu zaman dağdaki çoban insanı, doğayı, çevreyi tanımayan bir çok okumuştan daha aydın, arif olabiliyor. İşte Tanıl Bora'da bunlardan biri ve bu gibi bağnaz, dar görüşlü yazarların kitabını okumaktansa ben dağdaki çobanla sohbeti, onun deneyimlerinden faydalanmayı tercih ederim. Çabuk ve kolay okunan, yüzeysel ve "kitap" demeye bile değmeyecek kadar basit bir çalışma.
Türkiye'nin Linç Rejimi
Türkiye'nin Linç RejimiTanıl Bora · İletişim Yayınları · 2014134 okunma
·
360 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.