Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 2 hours
Özgürlüğün ve Yeryüzündeki Tüm Sevgilerin Ermişi
Halil Cibranı okumak bilenler bilir, ruhu dinlendirmek gibi bir etki yaratır. İnsana huzur ve ferahlık verir. Ne zaman kendimi biraz hayattan bunalmış hiss etsem storytelden açıb 15 dakika Cibran dinlemek kendimi çok daha iyi hiss etmeme neden oluyor. Cibrana olan hayranlığımın nedeni de iyimserliğinin dozunu çok iyi ayarlamış olmasındadır.    O zaman gelin biraz Cibranı tanıyalım. Halil Cibran, 6 Ocak 1883 tarihinde Kuzey Lübnan’ın Bişerri köyünde (o dönemde Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı adıyla anılan bu yer, Tanzimat reformunu takiben Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesindeydi), Hıristiyan Maruni mezhebine bağlı bir ailede dünyaya geldi. Babası Khalil sürekli kumar oynayıp borçlandığı için 1891 senesinde habse girmiş ve 1894de serbest bırakılmıştır. Ama annesi çoktan tekrar bir araya gelmemek kararını  almış, böylece 4 çocuğunu da alarak erkek kardeşinin ardından Amerika Birleşmiş Devletleri'ne yerleşmiştir.   Ailesinin yaşadığı trajedi nedeniyle on iki yaşına kadar hiç okula gitmemişti Cibran. Dolayısıyla içindeki müthiş cevher de kimse tarafından fark edilememişti. Lübnan’da yaşadığı zaman diliminde sadece kendi çabalarıyla köy papazından Süryanice ve Arapça dillerini öğrenmiş, bunlarla beraber dinin temel esasları hakkında fikir sahibi olmuş, İncil dersleri almıştı. Yeni başladığı okulunda ise içindeki yeteneği ortaya koymaya başlayacağı bir ortam buldu ve böylece ressamlık yeteneği keşfedildi. Evet, Halil Cibran  şair, yazar, filosofluğun yanısıra iyi birer ressam da olmuşdur. Okuldaki öğretmenleri aracılığıyla, yaratıcı çabalarında Cibran’ı teşvik eden ve destekleyen avangard Boston sanatçısı, fotoğraf sanatçısı ve yayıncı Fred Holland Day ile tanıştı. Cibran’ın evrensel sanatla tanışmasının, onun sayesinde olduğu rivayet edilir. O dönemde yaptığı resimler kitap kapağı olarak yayımlanmıştır.   Halil Cibran'ın 20 dile çevrilen kitaplarından olan Ermiş kitabının hikayesi de ressamlık faaliyyeti devrinde bir fotoğraf sergisinde karşılaştığı ve kendisinden 8 yaş büyük olan Josephine Preston ile bağlıdır. Genç şair yazarımıza "Genç ermişim benim" diye hitap etmekteydi. Bu hitap şekli Cibrana ilham verir ve "Ermiş" kitabın yazılmasında büyük rol oynar.   1925de fazla içki ve yorgunluktan sağlığı bozulmaya başlamıştır. 1929’un başında Cibran’a büyümüş karaciğer teşhisi koyuldu. 10 Nisan 1931’de Manhattan’daki St. Vincent’s Hastanesi’ne yattı ve burada 48 yaşında yaşamını yitirdi. Ölüm nedeninin, akciğerlerinden birinde yeni başlayan tüberküloz ve karaciğer sirozu olduğu bildirildi. Aşırı alkol ve yorgunluğun Cibran’ın karaciğerinin iflasının ve ölümünün nedeni olduğu söylendi.   Ölüm nedeninin fazla içkiden olması bana  "Kum ve Köpük"  kitabındaki {Sarhoş bir adam gördüğünde, “Belki bu adam sarhoşluktan daha kötü bir şeyden kurtulmak için içiyordur” de.} alıntısını hatırlattı...   Benim Halil Cibranı ile ilk tanışıklığım ise "Kum ve Köpük" kitabı ile olmuşdu. 83 sayfalık bir kitabın her satrında oturup düşündürten kitab olması nedeni ile Cibrana olan hayranlığım başladı. Sonra sırasıyla Meczup ve Ermiş kitaplarını okudum. Daha okumadığım bir kaç kitabı da kaldı, onları da en kısa süre içerisinde okumak için sabırsızlanıyorum.   "En kutsal gözyaşlarımızın gözlerimize ihtiyacı yoktur" kitabı ise Cibranın hayatını ele alan, tüm kitablarından alıntılar ve onların yazarın anladığı kadar yorumlanmasından ibaret bir kitap. Cibrana olan hayranlığım bu kitapdan sonra çıkışa geçti diyebilirim. Hayata, sevgiye, özellikle de kadınlara ve çoçuklara olan bakış açısı çok hoşuma gitti. Halil Cibranın diğer kitaplarını okuduktan sonra bu kitabı okursanız daha çok verim alacağınızı düşünüyorum.   Her kese keyifli okumalar dilerim.  
Halil Cibran - En Kutsal Gözyaşlarımızın Gözlerimize İhtiyacı Yoktur
Halil Cibran - En Kutsal Gözyaşlarımızın Gözlerimize İhtiyacı YokturSelda Terek · Destek Yayınları · 2020695 okunma
··
2,814 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.