Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

132 syf.
8/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Bu kadar az okunmasına ve ne bir inceleme ne bir alıntı olmamasına üzüldüm. Ben çok keyif alarak okudum. Hiç tanışamayacağınız insanları tanımayı, anılar okumayı ve şiirleri seviyorsanız siz de çok keyif alarak okuyacaksınız. İçinizde bir dalga gibi yükselip alçalan keyiflendirip hüzünlendiren yaşanmışlıkları okuyup deneyimlemenizi çok isterim. Beni en çok etkileyen babaannesi Fanny ile büyükbabası Josef oldu. Onların hikayelerinden alıntılarla sonlandırıyorum: “Polonya ordusu 1920’de Sovyetlerle savaşa girdiğinde Josef’in birliği Grodno’da konuşlanmış. Subaylar yerel halkın evlerine dağıtılmış, Josef’in iyi arkadaşı olan askeri doktora da Tokar ailesi düşmüş. Arkadaşını ziyarete gider gelirken, Josef ailenin genç kızı Fanny’e aşık olmuş. Birinin anadili Rusça, birininki Lehçe. Josef, sevdiği kızla konuşabilmek için Rusça öğrenmiş. Hayatlarının sonuna kadar birbirleriyle Rusça konuştular. Ama nasıl bir aşk! Tam 68 yıl Fanny’nin üzerine titredi Josef. Bir dediğini iki etmedi; dünyanın çivisi çıkmak, Avrupa’yı alevler, kan ve ölüm sarmak üzereyken tüm bunlardan uzak, güvenli ve rahat bir diyara taşıdı onu. Bilerek mi? Hayır. Elbette bilmiyordu. O korkunç fırtına güçlenerek geliyor, ama henüz 1925’te ufukta görünmüyordu. Josef, Viyana Üniversitesinden yüksek mühendis olarak mezun olmuş, Berlin’de makine imal eden bir şirkette çalışmaya başlamış, Fanny sevgilisinden uzak olmamak için Viyana’da bir ticaret okulunu bitirdikten sonra Grondo’ya dönmüştü. Günün birinde Josef, “Şirket beni bir yıllığına Türkiye’ye gönderiyor; gel, evlenelim, birlikte gidelim,” dediğinde Fanny’nin yüzündeki ifadeyi, aklından geçenleri kendi ağzından dinlemek isterdim. Ama dinlemedim. Dehşet duymuştur, anlamsız ve korkulu bir macera gibi gelmiştir İstanbul ona. Tekliflerin ikisini de kabul ettiğini biliyoruz ama.” (Syf 17) “1925’te bir yıllığına gelmişlerdi Türkiye’ye. Ve 27 yaşından 90 yaşında öldüğü güne kadar sanki o bir yılın bitmesini bekler gibiydi. Son bir iki yılında, yaşlı beyni artık dış dünyayla ilişkisini yavaş yavaş kesmeye başlamışken, bir gün salonda oturuyorduk. Kocası, Josef, büyükbabam, mutat akşam viskisini almak için kalkıp mutfağa gitti. Fanny arkasından baktı, bana döndü, “Söyle,” dedi, “ben buradayım, giderken beni unutmasın.” Bu sözlerle hatırlarım ben onu hep. Doğup büyüdüğü dünya çoktan kaybolmuştu. Birinci Dünya Savaşı’yla birlikte ve o daha yirmi yaşına bile girmeden yitip gitmişti, ama hayatını hep bir gün o dünyaya dönecekmiş gibi yaşadı.” (Syf 15)
Ailem ve Diğer Yahudiler
Ailem ve Diğer YahudilerRoni Margulies · Everest Yayınları · 20189 okunma
··
172 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.