Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

O, insanlar umutlarını kestikten sonra , yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O,Velidir, Hamiddir.      Zifiri karanlıklar içinde, aydınlığa hasret yılgın  gözler... Kurak bir çölde, bir damla suyu bekleyen bi çare  insanlar... Issız bir vadide tek başınalığın verdiği bir kaos ortamı... Yürek daralıyor, acziyet artıyor ve ümit, yerini korkuya bırakıyor. İnsanın kendisine bile itiraf edemediği acziyeti gün yüzüne çıkarken, yine de eğmiyor başını. Dik başlılığından hiç bir şey kaybetmemenin gereksiz gururuyla, sırtına kaldıramayacağı yükleri yükleniyor, eğildikçe eğiliyor, her doğrulma  çabasında biraz daha canı acıyor. Ve tüm bunlar yaşanırken, sağa sola veryansın ediyor, kadere sövüyor, Rabbini suçluyor. Hayatın anlamsızlığına dem vuruyor. Hatta kendisine can verene sığınıp, hayat bulması gerekirken, sahibiymiş gibi davrandığı bedenine zulmedip, yaşamına son verme cüretinde bulunabiliyor. Karanlıklar içinde kalıyor ve umutsuzluk girdabında  yok oluyor adeta. Oysa her zahmetten sonra bir rahmet olduğunu görebilse ,tam bittim dediğimiz anda , yettim diyeni bir farkedebilse insan. Karanlıklar içindeyken, güneşle içimizi ısıtan ve  günümüzü aydınlatanı ,her  fırtınadan sonra  rahmetini indirip, çorak topraklara yağmuru göndererek, yeşerteni nasıl görmezden gelebilir ki eşrefi mahlukat.     Fark etmeli artık, umut kesmenin Allah ile bağı kesmek , Allah'a güvenmemek ve dahası Allahı yetersiz görmek olduğunu. Umutsuzluğun  ölümden beter bir yokluk olduğunu. Evet koca bir yokluk... Çünkü Allahı yok sayan zalim ve cahil insan, yok olmaya mahkumdur her daim. Varlık aleminde, var olmak için yaratılan insan , yokluk zindanında infaz etmiştir  kendini. Zor olan kolaylaştırılmıştır artık onun için.     Kolay olanı tercih edip , kolaya muvaffak kılınmak yerine nedendir zor olanı tercih etmek? Nedendir kendimizi sarp yokuşlara sardırmak? Oysa bahçe sahipleri gibi olmalı değil miydi  duruşumuz? :    "Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını vere,her halde biz bütün rağbetimizi Rabbimize çeviriyoruz."  (kalem 32)     Rabbimizin, kaybettiklerimizin yerine daha güzelini vereceğini bilip , buna inanmak ve yalnız Ona rağbet etmek, umutsuzluk yangınını söndürmez mi hiç? Vekil olarak Allah yeter! O ne güzel vekildir diyebilmek , bunu kalple tasdik etmek ne büyük bir nimet bir bilse insanoğlu. İşte o zaman, umutsuzluğun kıyısında bile  gezinemez , umuda sarılıp, duracağı yeri de , koşacağı yeri de iyi bilir, en önemlisi de , haddini bilir. Haddini bilen de, kainatın tek sahibi, mülk elinde olan  Rabbini bilir.      YA RAB! BİZİ UMUTSUZLUK CEHENNEMİNE DÜŞMEKTEN KORU. ÜMİTLE DOĞRULUP, KIYAMA KALKMAYI,   EDEPLE SANA SECDE EDENLERDEN VE YALNIZ SANA RAĞBET EDENLERDEN OLMAYI BİZLERE NASİP  EYLE.BAŞKA LİMANLARA SIĞINIP, BAŞKA KAPILARA EL AÇMAKTAN SANA SIĞINIRIZ. SEN RAHMETİNLE YEŞERT KALBİMİZİ, RUHUMUZU , VE DÜNYAMIZI... YEŞERT Kİ UMUDUMUZ, DAL BUDAK VERSİN. VERSİN Kİ;  SENİN İÇİN MÜCADELE EDİP, DİNİNE YARDIM EDEREK, SENİN YARDIMINI HAKEDENLERDEN OLALIM.        AMİN ...
Urvetu'l-Vuska
Urvetu'l-Vuska
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.