Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

412 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"The Cruel Prince" (Zalim Prens), özellikle yurt dışında aşırı derecede popüler olan ve her yerde ana karakterlerin "fan art"larını görebileceğiniz birkaç fantastik seriden biri. Şahsen ben Türkiye'de bir türlü çevrilip basılmadığı için devam kitapları ve ünlü de bir seri olduğundan en azından birkaç yıl daha önce yazıldığını sanıyordum ama gayet de yakın bir zamanda yazılmış. Ee, yorumum da ona göre olacak. Öncelikle Dex'in fahiş fiyatları, kötü çevirileri ve kalitesiz baskıları sağ olsun yayınevi, popüler yazarları ve onların kitaplarını acımasızca katlettiğinden çoğu kişi orijinal dilinden serileri okumaya yönelmişti. Şahsen sadece "Felsefe Taşı"nı orijinalinden okuyan biri olarak ne kadar istesem de orijinalinden okuyup da bir şey anlamamak beni korkutuyordu, bu kitabıysa orijinalinden okuyanlar dilinin fazlasıyla basit olduğunu söyleyince bir cesaret başladım. Size şunu söyleyebilirim ki İngilizceniz az buz varsa gayet rahat anlayabileceğiniz bir kitap. Şimdiki-geniş zamanda yazıldığından fazla gramer bilmek gerekmiyor ve dili sizi okurken zorlamıyor. Yazar neredeyse hiç deyim, atasözü kullanmamış ya da uzun betimlemelere, karışık benzetmelere yer vermemiş. Tabii bu durum İngilizcesini okuyan için hoş bir durumken kitabın çevirisini okusam dilini sevmeyeceğime eminim. Bana fazla basit ve yalın gelirdi diye düşünüyorum. Ayrıca şimdiki zamanla yazılmış kitaplar ne yazık ki alışana kadar beni yoruyor. Dili dışında içerik ve kurgusuna, karakterlerine gelecek olursam. Daha ilk kitap olduğu için yazar tüm kartlarını açık etmemiş olabilir o yüzden çok derinlere inmek istemiyorum ama şimdilik "Cam Şato"yu okumayı yeni bitiren benim için yazarın dünyasının altyapısı yetersiz. İnsanlar ve periler aynı dünyada, günümüz zamanında yaşıyorlar ama farklı yerlerde. Ana karakterimiz olan Jude, kitabın başında anne ve babasının, ablasının gerçek babası olan bir peri tarafından ölüdürülüşüyle ve ikizi ve ablasıyla peri diyarına taşınmasıyla başlıyor. Daha doğrusu bu 10 yıl öncesi falan olan bir şeymiş. Bu kısımdan sonrası birazcık SPOİLER olabilir uyarıyorum, isteyen okumayı bırakabilir. Anladığım kadarıyla ablası, Jude ve ikizi gibi insan değil de peri olduğundan onları insan diyarına getirebiliyor hatta alış verişe götürüyor ve onlara "Gelin kaçalım." diyor ama onlar istemiyorlar. Neymiş efendim artık kurulu düzene alışmışlar. Ebeveynlerini katleden adam bunlara garip bir şekilde iyi davranıyor, sırf eskiden sevdiği kadının başka bir adamdan çocukları olduğu için. Ve kendisi de önemli birisi diyarda. Ayrıca burada bizdeki lise gibi bir okul var. Diğer bir önemli karakterimiz olan Prens Cardan ve onun yakın arkadaşları aynı zamanda da Jude ve ikizi Taryn bu okula gidiyorlar. Normalde bu diyarda insanlar köle olarak çalıştırılıyor ve büyüleniyorlarken bunlar boyunlarına böğürtlen falan takıyor, yanlarında büyüyü engellemek için tuz taşıyorlar ve perilerle beraber yaşıyorlar. Ki "Dikenler ve Güller Sarayı"nı anımsatarak başlayan peri olayı da buradan itibaren başkalaşıyor. Tabii züppe prensimiz ve kötü arkadaşları ölümsüz ve güçlü periler olmalarına aldırmayıp ilkokul çocukları gibi Jude ve kardeşiyle alay edip onları kandırıyorlar her fırsatta. Jude da tabii onlardan az değil. Açıkçası kitapta bana göre dişe dokunur hiçbir karakter yoktu. Herkesin bayıldığı Cardan en azından bu kitapta garip, ciddi anlamda züppe, pek bir özelliği olmayan öylesine bir prensti. Tabii ultra yakışıklığını saymazsak. Klasik... Jude, başlı başına garipti. Tek isteği güçsüz adledildiği diyarda güç sahibi olmak. Kitap boyunca bunun için çabalıyor. Yazar onu güçlü bir karakter yapmaya çalışsa da bana biraz zorlama geldiğini söylemeden geçemeyeceğim. Taryn garip, Cardan'ın arkadaşları garip. Herkeste bir haller var. Ölümsüz periler bıçaklandıkları anda ölüveriyorlar ve güçleri de öyle ahım şahım değil. Sadece insanların zihinlerini kontrol edebiliyorlar, o da engellenebiliyor. Ben onların daha bir atraksiyonları olsun isterdim. Ama en sevdiğim kısım perilerin yanında başka yaratıkların da olması ve perilerin sadece kulağı sivri insanlar olmamasıydı. Kiminin saçları garip renklerde, kiminin gözleri, kiminin kuyruğu var, kiminin boynuzu, kimi tüylü, kimi kanatlı. Bence bunlar hoş detaylardı. Kitap ilk yarısında yavaş akıyordu ama sonradan açıldı. Yine de karakterleri sevemediğim için kendimi dünyanın içinde hissedemedim. Sonu iyi bitti. Devam kitaplarından daha umutluyum. Ama bilmiyorum, seri hakkında konuşmak için erken ama çerezlik olarak düşünülebilecek fantastik kitaplardan. Okuması keyifli ama şaşırtıcı veya etkileyici değil, ya çok seversiniz ya hiç sevmezsiniz gibime geliyor. Ama en azından abartıldığı kadar yok diyebilirim. Fantastiğe yeni başlayanlar, okuma güçlüğü çekenler bu sıralar ve kitap okuma alışkanlığı kazanmak isteyenler için ideal bir seçenek olabilir. Diğerleri için vakit geçirmelik diyebilirim. İngilizcenizi geliştirmek için ise iyi bir seçenek, tavsiye ederim...
The Cruel Prince
The Cruel PrinceHolly Black · Brown Books for Young Readers · 20181,431 okunma
·
4.623 görüntüleme
Elif okurunun profil resmi
Ben de ingilizcesini okuyorum şu an tam anlamıyorum zaten ama çok da beğenemedim yani bir şeyler eksik gibi çok abartılıyo ama çok da güzel değil sanki ya
Sude Özer okurunun profil resmi
Herkes beklentiyi arşa çıkardığı için sanırım hayal kırıklığına uğruyor insan😕
1 sonraki yanıtı göster
Afra Güven okurunun profil resmi
Bir şey sorabilir miyim? Kitapta neden locke judy’yi kandırıyodu sanki onu seviyomuş gibi orasını anlamadım. Trayn de kandırıyodu hatta gizlice lockle birlikteydi ama neden bu ikisi judy’ye böyle bi oyun yaptılar?
Sude Özer okurunun profil resmi
Çok fazla hatırlamamakla birlikte sanki Locke dikkatleri Jude'un üstüne çekmeye ve Taryn'i korumaya çalışıyordu aynı zamanda da garip bir şekilde Jude'dan da hafiften hoşlanıyordu. Bir de galiba hırs mı ne yapmıştı. Ama yanlışım olabilir çünkü cidden hatırlamıyorum, umarım başka kitaplarla karıştırıp sallamıyorumdur. Taryn neden ses çıkartmıyordu onu hiçten hatırlamıyorum. Belki kardeşini üzmek veya Locke'u bozmak istememiştir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.