Gönderi

320 syf.
9/10 puan verdi
Hayatı Anlama Sanatı Üzerine Bir Tez
Birinci tekil şahıs ağzından yazılmış harika bir roman. Fasulye mi ayıklıyoruz yoksa yaşadıklarımızı mı? Bence fasulye ayıklarken yaşadıklarımızı ya da yaşamı anlamlandırıyoruz. "Bir ağrı asla diğeriyle boy ölçüştürülmemelidir. Her ağrı kendine hastır." İsmini okuduğum günden beri hep ilgimi çeken bir kitap oldu Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez. Wieslaw Myśliwski'den okuduğum ilk roman da oldu. Yazarın anlatımına, hayatla ilgili söylediklerine bayıldım. Kitapda fasulye ayıklayın iki adam var. Anlatan ve dinleyen. Anlatıcının ağzından duyuyoruz tüm hikayeyi. Hatta yazar dinleyiciden bize tek bir kelime bile aktarmaz. Dinleyicinin söylediklerini de anlatıcının sesinden okuyoruz. Kitabı eşsiz kılan, bize edebi bir zevk sunan da bu anlatım biçimi. Yine de ismini bilmediğimiz bu iki adamın fasulye ayıklarken konuştukları bizi o kadar içine çekiyor ki adeta kitaptan kopamıyoruz. Yazar isim vermeyerek bana göre masada oturanların isimlerini bize bırakıyor. Zira bu aynı zamanda yazar ve okurdur. Yazar anlatır okur dinler. Yazar yazar, okur da okur. Bu kitapta da anlatıcı fasulye ayıklar, dinleyici dinler, ve o da ayıklar. Rutka nehri yanında bir yerleşim yerinde bekçilik yapan anlatıcının hayat hikayesini okuyoruz fasulye ayıklama esnasında. Çocukluğun ne kadar önemli olduğu bu romanda da karşımıza çıkıyor. Ve beni vuran öyle bir sahne vardı ki, ciddi anlamda sarsıldım. Kitabın bir bölümünde savaştan dönen bir baba ve oğul ilişkisi anlatılıyor. Detaylara girmeden anlatacağım olay şöyleydi: Baba evde geçirdiği suskunluk sonucunda birgün oğlunu çağırır ve ona bazı şeyler anlatır. Bunu ona anlatmasının sebebini ise şöyle açıklar: Tanrıya değil, sana anlatıyorum. Çünkü Tanrı bağışlar. Bu cümleden sonra durdum. Düşündüm. Acı insanı kendisinden nefret ettirebilirdi. Hele ki savaşların yol açtığı acı. "Şayet anılar hayatta kalmak ise, babalar oğullarına itirafta bulunmamalıdırlar. Beni affetmene ihtiyacım yok. Hatırlamanı istiyorum. Senin hafızan benim kefaretim olacak." Biz birisi ile fasulye ayıklarsak neler konuşuruz? Tabii ki de geçmişi. Ama karşınızdakinin sizi soluksuz dinlemesi içinde iyi bir hikayenizin olması gerekir. Ya da ilginç. Ya da acı dolu. Anlatıcı da kendi yaşam hikayesini anlatırken hayatında onu etkileyen insanların da hikayesini anlatıyor. Hatta bununla da kalmıyor hayatını şekillendiren ve unutamadığı nesleride. Mesela saksafon ya da şapka. Bir nesne yaşam hikayemizi ne kadar etkileyebilir, bazen büyük çoğunluğunu. Anlatıcının çocukluğu Komünizm rejimi altında bir okulda geçiyor. Zamanla nasıl meslek edindiğini, bazı tutkularından nasıl vazgeçtiğini, vazgeçtiği tutkuların onu nasıl bulduğunu, yaşadığı savaşı, yarım kalmış bir filmin yıllarca nasıl zihninde yer edindiğini, yolculuklarını, kaçışlarını, ve tüm bu süreç içerisinde kendisini nasıl bulduğunu anlatıyor. Peki gerçekten insan kendisini bulur mu? Kitabın temelinde yoğun bir felsefe yatıyor. Yazarın dünya ve insanlar için dile getirdiği düşünceler biz okurları derinden etkiliyor. Son zamanlarda okuduğum en iyi romanlardan biri oldu Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez romanı. Ama hayatı inceleyen, insanı ayıklayan bir roman aslında. İnsanı sadece diğer insanlardan değil, insanı kendisinden ayıklayan bir roman. Peki kendimizi kendimizden ne kadar ayıklayabiliyoruz? Gerçekten kim olduğumuzu, ne istediğimizi, ne istemediğimizi biliyor muyuz? Roman bize bu soruları da sordurtuyor. "Sizin siz olduğunuz konusunda hiç şüpheniz oldu mu? Benim tüm yaşamım boyunca oldu. Kendimi, kendisi olduğunu bilen biri ve kendine yakınlık hissetmeyen bir baskası olarak içimde bölünmüş biri gibi hissetmişimdir hep." Harikaydı?!
Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez
Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir TezWieslaw Mysliwski · Yapı Kredi Yayınları · 2020342 okunma
··
2.821 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Gökhan Hoca'm bu güzel eserin, kıymetini bilecek siz gibi bir okur tarafından böyle güzel değerlendirilmesi beni çok mutlu etti, elin kolu ağrımasın.
GökHan okurunun profil resmi
Seda Hoca'm çok teşekkür ederim, siz de bunu bana önermistiniz. İsmi zaten çok ilgimi çekiyordu. Cidden çok güzel bir eser. Umarım herkes okur.☺️
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.