Gönderi

228 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Dahilik ile deliliğin sınırında bir zihin nasıl çalışır?
“Lujin Savunması”, orijinal ismi ile “Savunma”, Nabokov’un erken dönem eserlerinden. Yazarın 3. romanı olan ve 1930’da Nabokov Berlin’e göçtükten sonra Rus göçmen gazetelerinden birinde tefrika edilen bu roman, dünya çapında bir satranç oyuncusunun kendi dehası altında ezilmesini anlatırken bizi “sıra dışı” insanların dünyasında çarpıcı bir gezintiye çıkarıyor. İçe dönük ve son derece uyumsuz bir karaktere sahip olan Aleksandr İvanoviç Lujin’in hayatı tesadüfen satranç ile tanıştığında değişir. Muazzam yeteneği ve dehası ile kısa sürede turnuvalarda boy göstermeye başlayan, her maçında bilgisini ileriye taşıyan küçük Lujin 10 yıl içinde dünya çapında bir oyuncu olur; dünya şampiyonluğuna ise son anda geçirdiği bir sinir krizi nedeniyle ulaşamaz. Gördüğü psikolojik tedavi sonrası bir hayranı ile evlenen, satranç ile tüm bağları kesilerek normal yaşama alıştırılmaya çalışılan bu büyük dahi ve “sıra dışı” oyuncu için hayat, maalesef, satranç tahtası üzerindeki hamlelerden ibarettir. Dolayısıyla o da kendini korumayı en az çevresindekiler kadar istese bile, bilir ki, her oyunun bir sonu vardır. Çok başarılı ve etkileyici bir roman “Lujin Savunması”. Nabokov, hiçbir karşılıklı diyalogun yer almadığı 200 sayfalık bu muazzam eserinde bizi kahramanının beyin kıvrımları arasında dolaştırıyor adeta. Çarpıcı psikolojik analizler ve şahane betimlemeler eşliğinde “farklı” bir insanın, dahi ve otistik bir bireyin, hayata bakışını ve iç dünyasını satranç bilgisi ile sarmalayıp önümüze seriyor. Başarı o kadar muazzam ki; kitabın ortalarına geldiğinizde, Lujin’i anne-babasından bile daha iyi anladığınızı hissediyor, hatalarından dolayı onlara öfkeleniyorsunuz. Kitabı bitirdiğinizde ise Lujin’in sevgili ve fedakar eşinin isminden hiç bahsedilmediği geliyor aklınıza; yüzlerce sayfa boyunca eşini hastalığın ellerinden çekip kurtarmaya çalışan bu fedakar kadını hiç de tanımadığınızı, üstüne üstlük merak bile etmediğinizi utanç içinde fark ediyorsunuz. Ey okuyucu; Nabokov hepi topu 200 sayfada hepimizi Lujin gibi sosyal kişilik bozukluğu olan bir bireye işte böyle dönüştürüyor! Nabokov Lujin karakterini yaratırken, gerçek hayatta tanıdığı; geçirdiği bunalım sonrası yaşamına camdan atlayarak son veren satranç ustası Curt von Bardeleben’den esinlenmiş. Yayıncıların Lujin karakterini, itici görünen bir satranç oyuncusu yerine, bir müzisyen ya da ressam ile değiştirme önerilerini reddetmiş. Kendisi de Rus göçmen dergilerine satranç problemleri hazırlayacak kadar başarılı bir satranç oyuncusu olduğundan, romanda sıkça geçen kompozisyonları oluşturmada, ve bence Lujin’in iç dünyasını anlamada hiç zorluk çekmemiş. Roman sıklıkla Stefan Zweig’in “https://1000kitap.com/kitap/satranc--257802”ı ile kıyaslanmış. Ben bu kıyaslamayı anlamlı bulmuyorum, zira bence iki kitap arasındaki tek ortak nokta satranç oynanması, o kadar. Zweig; biri kibar, entellektüel, dürüst ve kırılgan, diğeri cahil, kaba, uyanık ve saldırgan iki satranç oyuncusunu karşılaştırarak yükselen faşizme karşı zayıf kalan Avrupa burjuvazini resmetmişti. Nabokov ise siyasi herhangi bir mesaj gayesi gütmeden, sadece bireyin iç dünyasına odaklanıyor ve dahilik/delilik sınırlarını ve sıra dışı zihinleri sorguluyor. Öneririm, zira bunu çok başarılı yapıyor!
Lujin Savunması
Lujin SavunmasıVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2017179 okunma
··
1,190 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.