Selam:)
Ahmet Arif 'in büyük bir tutku ile sevdiği Leyla Erbil' e yazdığı mektuplardan oluşan Leylim Leylim kitabı Leyla Erbil ve Arif'in ailesinden izin alınarak ölümünden sonra basılmış, kitabın basıldığını görmek Leyla Erbil 'e de nasip olmamıştır.
Mektupları okurken karşılıksız sevmenin, imkansız aşkın acılarını tüm ruhunuzla hissediyor, o acıyı içinizde yaşıyorsunuz. Çünkü Ahmet Arif mektupları yazarken öyle sıcak, öyle yürekten, sevgisinde de öfkesinde de sansür uygulamadan hislerini o kadar açık ve net ifade etmiş.
Leyla Erbil yazılan dört mektuptan birine geri dönüyor ancak yazdığı mektuplara ulaşılamamış. Ahmet Arif sürekli bir yargılanma sürecinde, tutuklu ya da sürgün olduğu için Leyla Erbil zarar görmesin diye mektupları imha ettiği düşünülüyor.
Okurken Leyla Erbil 'e içerledim çok. Kendisine mükemmel şiirler, mektuplar yazılan, kendisine aşık olunduğunu bilen kadının kibri var. Uygun bir şekilde reddedip konuyu kapatmak yerine "İstemem" deyip sinsi sinsi de besliyor bu aşkı.
"Sevilmek iyi edermiş insanları. Ben hiç sevilmedim" diyor Leyla Erbil. "Bundan daha büyük nankörlük olabilir mi?" diye düşündüm. Bir arada onu anlamaya çalıştım. Acaba dedim "İnsanın sevilmek istediği kişi tarafından sevilmemesi hiç sevilmemek midir? ". Ama yine de hak veremedim. Çünkü çok, çok sevdi Arif onu. Mektup pulu almak için Diyarbakır sokaklarında hamallık yapan, evlilik haberini duyunca "Suskun" şiirini düğün hediyesi olarak yollayan, "Ne yalan söyleyim, üzgünüm, bir yanım kopmuş, kanamış gibi. Yine de mutlu olmanı tüm kalbimle isterim" diyen, evlendiğinde dahi aynı sevgi, saygı ve içtenlikle mektup yazmaya devam eden Ahmet Arif çok sevmişti onu.
Bu anlattıklarımı ve daha fazlasını kalben hissetmek için okuyun derim bu kitabı.
Kitapla, sevgiyle ve hoşçakalın :)