Gönderi

163 syf.
10/10 puan verdi
"Maria Puder'i anlamak"
Maria Puder... Yalnızlaştığımız ve bu yalnızlığın hayatımızı büsbütün çerçevelediği bugünlerde duygularım kâğıda ancak bu kadar yansıyabilirdi. Gündelik hayatımıza devam etmeye çalışırken bazen ruhumuzu tüm çıplaklığıyla öne sermeye cesaretimiz olmaz. Mecalimiz olmaz. Maria Puder bize ruhunu öyle dürüstçe, korkusuzca açtı ki belki de hepimiz ona bu yüzden bu kadar hayran olduk. Hayatımızda romandaki tasviriyle sınırlı kalabilecek bu kadını bir yerlerde görsek tanırız gibi hissettik ve ona hepimiz farkına bile varmadan aşık olduk. Maria Puder'i anladık. Onun istediği de buydu. Çünkü zaten o sevilmekten çok anlaşılmak istiyordu. Dış dünyadan ziyade "kendi kafasının içinde" yaşayan bir kadındı. İnatçıydı. Var olan koşullara uyum sağlamak , hayatı bütünüyle kabullenmek doğasına aykırıydı. Bu yüzden de iç dünyasına sürekli bir hayal kırıklığı hali hakimdi. Çok yorulmuştu. Bu yorgunluk dış dünyaya umursamaz bir kadın profiliyle tezahür ediyordu. Kitapta da söylediği gibi Maria gibi kadınların mutlu olması ve mutlu etmesi zordu. Ama biz Maria'dan zaten hiçbir zaman mutluluk beklemedik. İnsanlar çoğu zaman farkına varmadan büyük bir hata yaparlar. Hayatın daima mutluluk vermesi gerektiğine inanıp ondan mutluluk beklerler ama yaşımız ilerledikçe fark ederiz ki hayatın elinde var olan bize verebileceği tek şey gerçekliktir. Bu dünyaya mutlu olmak için değil, bu gerçekliği yaşamak için geliriz. Maria Puder hayata çok benziyordu. Çok gerçekti. Ve bu gerçekliğiyle bütün boşluklarımızı doldurdu. Maria'nın ortası yoktu. Ne aşkta ne de başka bir şeyde. Tüm benliğiyle seveceği biri karşısına çıkmasaydı hayatı boyunca yalnız olmaya razıydı. Tutkuluydu. Hayatta kendini ait hissettiği resim yapmak işini meslek hâline dönüştürüp insanların beklentilerini karşılamaktansa bedenini satmayı tercih edeceğini söylüyordu. Çünkü derin bir özsaygı tanımı vardı. Maria'yı Maria yapan şeyleri başka insanların şekillendirmesi onun kendine gösterdiği saygının zedelenmesine sebep olurdu. Farkındalığı çok yüksek ve kendini çok iyi tanıyan bir kadındı. Hayatındaki anlam arayışı da bu farkındalığa eşlik ediyordu ve onun paralelinden hiç ayrılmıyordu. Verdiği iç savaşlarla, mağlubiyetleriyle, başka insanlara mal ettiği fakat kendisinin bizzat kişiliğinde bulunan inanma noksanlığıyla kendini kabul etmişti. Kendi kendisiyle meşgul olmaktan memnundu. Maria'nın arkadaşı olabilmek için onu olduğu gibi kabul etmeniz yeterliydi. Yargılanmamalıydı, yönlendirilemeliydi. Maria bir tabloymuşcasına tıpkı Raif efendinin yaptığı gibi uzun uzun izlenmeliydi. Anlaşılınca manası kavranıyordu. Hassas biriydi. Bilirdik ki bizi ağlarken görse yanımıza oturup mendil uzatırdı. Empati yeteneği çok gelişmişti. Tüm ferasetiyle tam da o anda ihtiyacımız olan şeyi bulmakta zorluk çekmezdi. Maria Puder'i anladım. Maria Puder bizi yolda görse nasıl davranır tahmin edebiliyorum fakat siz Maria Puder'i görseniz ne yapardınız? Ona aşık mı olurdunuz, yanından geçip gider miydiniz, ondan sıkılır mıydınız , kaçar mıydınız bilemiyorum. Romanlarda okuduğumuz bu kahramanlar sessizce aramızda dolanıyordur da biz bu yaşamak gürültüsü içerisinde kaybolmuşuzdur çoktan belki de. Kim bilebilir ki.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021317.9k okunma
·
970 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.