Zorlaya zorlaya 300'lü sayfalara gelebildiğim Kubbenin Altında kitabını bu sabah yarıda bıraktım. Böylece yarım bıraktığım kitaplardan oluşmuş koca kütüphaneme bir kitap daha eklemiş oluyorum...ancak suç Stephen King'in. 300 sayfa yazıp da fazla bir şey anlatamamış olmak Kral'ın suçu.
Kubbenin Altında kitabını ikinci kez okumaya çalışıyorum. İlk denememde 180 sayfa okumuştum. Bu sefer 320. sayfada bıraktım. 50 yaşına giriyorum eylül ayında. Zamanım az. Daha nitelikli okumam lâzım (ama az sonra uyduruk bir polisiye okuyacağımı düşünüyorum). İnsan tabii ki çelişkilerle dolu bir varlık. (Jkjfhsdjfşşk).
Sitede ve başka yerlerdeki incelemeler ve yorumlarda şişirilmiş, kolay övgüler de yer alıyor; ama yeni yeni Stephen King okumaya başlamış bir okur için Kubbenin Altında etkileyici gelmiş olabilir. Ancak bir çok yorumda iyi geliştirilmiş karakterler vb gibi yorumlar okudum; kitabın geri kalan 700 sayfasında belki öyle olmuştur ama 320 sayfada böyle bir şey yok. 320 sayfada gelişememiş karakter de sonradan geliştiyse yapacak bir şey yok.
Kral'ın Mahşer adlı 2. başyapıtı (Diğeri 'O') da kalabalık, ama King orada öyküyü çok ama çok güzel sarıyor, çeviriyor, kotarıyor. Kubbede ise çok ama çok konuşan karakterler az olay örgüsü içerisinde bir anlamda kafa şişiriyor. Pek de iyi olmayan çeviri de olumsuz etkiyi artırıyor.
Oysa Kubbenin Altında iyi bir fikre sahip. Tam da Stephen King'lik bir konu bu. Ancak yazar aynen kitaptaki kasaba gibi bir kubbenin altında kıstırıp kalmış gibi sıkıntı çekerek yazıyor. Belki çok uzun sürelere yayılmış bir yazma sürecinin etkisidir bu. Belki de yaratıcılığının sürçtüğü bir dönemdir. Ancak kesinlikle iyi bir kitap değil Kubbenin Altında. 320 sayfada gördüğüm şeyler: iyi bir girişe sahip olmasına rağmen öyküyü geliştirme konusunda yazarın tıkanıp kalması, gerilimi betimlemeler ve olay- durum anlatımları ile geliştirmek yerine konuşmalara, diyaloglara- günlük, sıradan konuşmalara odaklanması ve bütün bunların kitabın şişmesine sebep olması. Araya özellikle Junior, Koca Jim gibi esas gerilim ögeleri girmese daha da zor okunurdu kesinlikle kitap. Normalde bu 320 sayfa belki 100 sayfada anlatılabilecek bir olay örgüsüne sahip. Kitabın 1000 sayfadan fazla olmasının sebebi de belli ki bu gaz sorunu.
Belki de Stephen King, yeni bir Mahşer veya O yazmak istedi . Mahşer'in ilk 500 sayfası Kaptan Trips'in yayılmasını ve onun korkunç sonuçlarını anlatıyor. Kubbede ise yazarın dünyasına ait olan şeyler- doğa dışı olan ya da görünenin karşımıza çıkması, gerilim ya da korku ögelerinin karakterlerin psikolojisine olan etkisi vb- arka plânda kalmış gibi, ya da belki de yazar oldukça politik göndermeleri bu öyküsüyle yapıyor, çünkü en korkutucu karakterler ya da ögeler burada muhafazakar insanların güç ve iktidar düşkünlüğü gibi görünüyor.
Kitabı okumayı düşünenlere başarılar.. Ben de belki kendime yeni ve iyi bir Stephen King kitabı seçerek- ya da bir polisiye de olabilir- suçluluk duygumu hafifletmeye çalışırım.