Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

403 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
1977 yılında yayımlanan Kara Ahmet Destanı, Yılanların Öcü serisinin üçüncü ve son kitabı. İlk iki kitapta mekan köy ve çevresi, konular ise daha çok köy sorunları, yoksul-varsıl arasındaki anlaşmazlıklar iken, bu kitapta şehirde geçim derdi, sağ-sol çatışmalarının etkileri, okul, işçi-çiftçi, konut sorunları gibi konular ön planda. Küçük bir köylü çocuğu olan Ahmet, bu kez bir delikanlı olarak karşımıza çıkıyor. Ahmet'in okuma uğruna verdiği mücadeleleri, kendi yolunu bulabilme çabaları, dönemin siyası olaylarını anlama uğraşları, bocalamaları üzerinden şekillenen olaylar aynı zamanda dönem ile ilgili çok önemli bilgiler veriyor. Sağ-sol, muhafazakar-modern kesim ayrılıkları Kara Bayram'ın ailesine kadar girmiş aslında. Bir yanda işvereni aşırı sağcı Hilmi'nin etkisinde kalan, düşünüp taşınmadan işini kaybetme korkusundan körü körüne onun düşüncelerine bağlanıp, çocukları okutmak istemeyen, baskılayan, dine yönlendirmeye çalışan Bayram; diğer yanda her birini modern okullarda okutup onları meslek sahibi yapmak isteyen, çalışıp didinen Haçça... Fakir Baykurt, kendi toplumcu gerçekçi görüşünü Ahmet'in edebi yönelimi üzerinden Abdullah Hoca vasıtasıyla açıklıyor bir nevi: "Eğer bütün köylülerin, emekçilerin sevdiği, yararlandığı bir ozan olacaksan, ayağını toprağa basacaksın. Köylülerin, emekçilerin yaşamına bakacaksın. Onların dertlerini anlatacaksın. Neler çekiyor insanlar bir lokma ekmek için, nasıl alın terinin karşılığını alamıyor, bin çalıda asılı kalıyor hakları; dikkatle bakacaksın; konularını onların yaşamından alacaksın. Yeni insanlar, yeni olaylar yazacaksın.” s.173 Aynı zamanda Ahmet vasıtasıyla Nazım Hikmet'i, Sabahattin Ali'yi anıp Nazım'ın şiirlerine de yer veriyor yazar. Önceki eserlerde bahsi geçen sorunlar devam etmekle birlikte ağalık gibi sorunlar da farklı bir boyut kazanmış. Ağalık sözde kaldırıldı fakat zenginler yine zengin olup yoksulu ezmenin bir yolunu bulmuş, tefecilikle, fabrikada hakkını vermemekle, partideki yandaşlarının yardımıyla malına mal katarak, yargıyı parasıyla yanına çekerek, topraksız kalan köylülerin mecburi kente göçüne sebebiyet vererek... Aynı şekilde siyasi yaşamdaki karışıklıklar da yine halkı, işçiyi, yurtsuzu, köylüyü etkiliyor. Sağ-sol çatışmasıyla birbirine düşürülen insanlar, gencecik öğrenciler... Bir yazar nasıl olur da bir roman üzerinden bir dönemin neredeyse bütün yaşanmışlıklarını tüm gerçekliğiyle kahramanları vasıtasıyla okuyucuya bu kadar etkileyici biçimde aktarır? Kahramanlarla birlikte kah sevinçten kah üzüntüden, çaresizlikten ağladım. Çünkü biliyorum, anlatılanlar yaşandı, farklı şekillerde yaşanmaya da devam ediyor. Yazar kendi ideolojik, siyasi, toplumsal görüşünü kitaba yansıtmalı mı, tarafsız mı olmalı? gibi sorular sık sık gündeme gelmiş, tartışmaya da açık bir konudur bu. Fakat ben bu kitapta sadece gerçekleri, yaşananları gördüm. Yılanların Öcü herkese gözüm kapalı önerebileceğim bir seri, Fakir Baykurt ise her kitabını mutlaka okuyacağım bir yazar oldu.
Kara Ahmet Destanı
Kara Ahmet DestanıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2011482 okunma
·
500 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.