Gönderi

395 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Kitap bir arkadaşımın tavsiyesiyle elime geçti. En başta aile dizimi adı altında bir uygulamadan bahsediyor.Bu uygulamayı ilk defa duyduğum için biraz falcılık gibi geldi.Danışanın enerji alanında yer alan aile bireylerini temsil eden başka insanları ya da sembolik araçlarla bir alana yerleştirip, aile diziliminde nerede enerjisel olarak aktarımda problem olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Uygulama, danışanın özdeşleştiği kişiden (yani yüklerini taşıdığı kişiden) teşekkür ederek ayrılmasını ,kendi yolunu bulmasına yönelik bir terapi şekli .Yazar, öfkenin sevginin tersi olduğunu , öfke duyduğumuz aile bireylerine daha çok bağlandığımızı belirtiyor. Okudukça biraz daha düşünceler oturmaya başlıyor .Denemek lazım. Merak uyandırdığı kesin. Yazar çocukluk döneminde insanların anne babaya çok bağlı olduğunu , kendi varlıklarını devam ettirebilmek için ebeveynlerin davranışları, duyguları,ilgileri ile özdeşleşerek(ki buna kör sevgi diyor) onların ihtiyaçlarını karşılama eğilimi gösterirler diye belirtiyor. Gerekirse kendilerini feda ettiklerini vurguluyor.Bir nevi çocuklar ebeveynlerin yüklerini sırtlanıyorlar ve bu çocuklar bu yükü bırakmadığında(örnek vermek gerekirse Peter Pan'ın Yazarı James Matthew Barrie'nin biyografisini okumalarını öneririm ) , ilerde kendileri ebeveyn olursa onlarında çocuklarına bu yükü aktaracağını söylüyor. Ailede bir hiyerarşi ,sıralama olduğu ve bu düzene göre devam etmesi gerekiyor. Ebeveyn taşıdığı yükleri ; çocuğunu ebeveynleştirerek yüklerini beraber taşımak istemesinin herhangi bir mantığının olmadığını, bir kişi acı çekecekken iki kişinin acı çekmesi olarak değerlendiriyor. Ki asıl önemli nokta; kimse kimsenin yükünü taşıyamaz, yardım edemez. Başkasının yükünü taşımanın ,dünya düzenine aykırı bir durum olduğunu vurguluyor.Acı çeken insanların aslında onlar için acının bir motivasyon kaynağı olduğunu dile getiriyor.Şema terapide aslında belirli davranış modellerimizin altında bunların bize sağladığı avantajları olduğu sürece bu davranış kalıbını tekrar tekrar kullandığımızı belirtiyor. Ne zamanki bize zarar verdiğini görürüz o zaman o davranışı ya da o acıyı bırakırız . Herkes kendi aydınlanmasını kendi yaşar. Eğer bunun arayışına geçerse... Yani hayatında değişiklik talep ederse o sancılı yola girmesi gerekiyor.İlahi bir düzen olduğunu insanların bu ilahi düzeni kabul edip yola devam etmelerini istiyor.Hayata güvenmek gerektiğini vurguluyor.Kitabı çok beğendim .Tekrar okuduğumda keşfedemediğim düşünceleri yakalayacağımı düşünüyorum.
Sevginin Kökleri
Sevginin KökleriSvagito R. Liebermeister · Butik Yayınları · 2007296 okunma
··
624 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.